TBMM'de 2020 yılına ait bütçenin görüşmeleri devam ediyor.

Mecliste cereyan eden birçok olayı ve konuyu yandaş medyada göremiyorsunuz.

Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi görüşülüyor. Milletvekilleri "şehitlerin parasını öde" çıkışında bulunuyor. Sayın bakan "ödeyeceğiz" açıklamasını yapıyor.

15 Temmuz hain darbe girişiminde şehitler var, yaralılar var, şehit yakınları var. aradan geçmiş 3 sene. Toplanmış bağış paraları hala ödenmemiş.

Şehitler belli, yaralılar belli, şehit yakınları belli. Toplanmış 340 milyon TL, bağışlanmış para hak sahiplerine ödenmiyor. Neymiş bankadan hazineye aktarılmış. Hazinede kağıt üzerinde duruygözükse de başka amaçlara harcandığıtada.

Şehitlere ve yakınlara saygısızlığın daniskasıdır.

Önceki gün de İçişleri Bakanlığının bütçesi görüşülüyolmalı ki; sayın İçişleri Bakanı kendince bazı konulara öfkeleniyor.

Sayın bakana sormak gerek 23 Haziran İstanbul seçimleri öncesinde, iktidarınızın ittifakınızın birkaç oyu fazla almak amaçlı, bebek katili PKK'nın kurucusu Öcalan'ın mektuplarını TV'lerde okutulurken ülkenin İçişleri Bakanı sizdiniz. Yine aynı dönemde bakanlığınızın kırmızı bültenle aradığı katil Osman Öcalan'ı devletin TV'sine çıkartıp oy devşirilmeye çalışıldığı dönemde de içişleri bakanı sizdiniz. O dönemde de bu ülkenin anayasası ve kanunları vardı.

Aziz milletimiz bütün bu durumları çok iyi analiz ediyor. Amaçları görüyor. Sandığı dört gözle bekliyor.

Evet 23 Haziran bir milattır milletin uyanışına; YSK ilçe seçimlerini de yenileseydi İstanbul'da iki veya üç ilçe kazanacaktınız. Korkunun ecele faydası yok.

Sayın İmamoğlu bu seçimlerde Sayın Binali Yıldırım'la yarışmamış, siyasete alet olmuş kurum ve kuruluşlara karşı milletle bir zafer kazanmıştır.

Kanal İstanbul diye çırpınanlara İstanbullu 23 Haziran'da yeter artık dur demiştir.

Ülkede durup dururken bir yığın sorunla boğuşulurken yeni yeni sıkıntılar yaratmaya iç kimsenin hakkı yoktur. Cevaplarını 23 Haziran vermiştir. Anlayabilene.

Sevgi ve saygılarımla