Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu’na bağlı Anadolu Balkan Rumeli Federasyon ve Derneklerinin öncülüğünde 26-27 Eylül 2025 tarihlerinde Tokat'ta etkinlikler tertip edildi.

Başkan Turan Ulaşlı: “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır”
Başkan Turan Ulaşlı: “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır”
İçeriği Görüntüle

Ziyaretler ve Protokol Buluşmaları

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu, Genel Başkan Vekili Sami Ömer, Genel Başkan Yardımcıları İsmail Korkmaz ve Erhan Pekkan, Genel Sekreter İsmail Kocaköse, Tokat Balkan Türkleri Derneği Başkanı ve aynı zamanda Federasyon Genel Başkanı Yavuz Cemil Erdem, Yöneticiler Leyla Doğan, Ahmet Sert ve Sami Kundakçı’dan oluşan heyet Tokat’ta protokol ziyaretleri yaptılar. Tokat Hürsöz Gazetemize ziyaretlerinde Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Gazeteci Fatih Kılıç’la sohbetlerinde Tokat’taki buluşmaya dair bilgi aktardılar.
26 Eylül Cuma günü protokol ziyaretleriyle başlayan Tokat programında 27 Eylül Cumartesi günü yoğun bir program öngörülüyor. Gün, Tokat'ın panoramik gezisi ile başlayacak. Ardından iki bölümden oluşan önemli bir toplantı gerçekleştirilecek. Toplantının ilk bölümünde, bölgedeki dernek başkanlarıyla bir araya gelinecek ve istişarelerde bulunulacak. İkinci bölümde ise, Yavuz Cemil Erdem'in de üyesi olduğu Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu'nun Yönetim Kurulu toplantısı yapılacak. Toplantı sonucunda alınacak kararların camiaya hayırlı olması temenni edildi. Aynı gün akşam saat 19.30'da tarihi Yağıbasan Medresesi'nde "Mora Katliamı Yıldönümü Anma Programı" düzenlenecek.

GENEL BAŞKAN SABRİ MUTLU’DAN BİLGİLENDİRME

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu, Tokat Hürsöz Gazetesini ziyaretinde konfederasyon çalışmalarına dair şu bilgilendirmelerde bulundu:

“Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonumuz, Türkiye'de elli iki ilde teşkilatları olan bir konfederasyondur. Özellikle tüm Balkan ülkelerinden ülkemize göç etmiş insanlarımız tarafından oluşmuştur. Bulgaristan'dan Bosna Hersek'e kadar olan coğrafyada ya da Batı Trakya'dan Gagavuzya’ya kadar olan coğrafyadan değişik zamanlarda Rus-Türk savaşlarından sonra veya daha sonraki aşamalarda ülkemize göç etmiş insanların oluşturdukları dernekler var. Bunlar yaklaşık dört yüz civarında.
Trakya bölgesi malum çok fazla göç alan bir bölge. Daha sonra Ege Bölgesinde çok fazla derneklerimiz ve federasyonlarımız var. Marmara Bölgesi'nde yine aynı şekilde. Akdeniz Bölgesi, Karadeniz Bölgesi, Orta Anadolu Bölgesi'ndeki federasyonumuz var. Tokat’ta Yavuz Cemil Erdem Başkan'a da çok teşekkür ediyorum. Bizim bir eksikliğimiz vardı, bu bölgeyi toparlayıp bir federasyon çatısı altında toparlamak gerekti, bunu da Yavuz Cemil Erdem başkanımız yaptı.

Değişik bölgelerde yüz kırk altı yıl önce Rus Türk savaşından sonra göç etmiş insanlarımız var ama onlara ulaşamamışız. Onlar da kendi bölgelerine biraz izole bir şekilde kalmış. Diyarbakır Bismil'de derneklerimiz var. Denizli’de derneklerimiz var. Yozgat'ta derneklerimiz var. Elazığ Kovancılar’da derneklerimiz. Biz o insanlara ulaşamamışız. Bu insanımız oralarda birazcık böyle dışlanmış. Biz mikro milliyetçilik yapmıyoruz. Bu ülke hepimizin. Kimseyi ötekileştirmiyoruz ama bizi de kimsenin ötekileştirmesine müsaade etmek istemiyoruz. Çünkü bizler Balkanlar'a giderken büyük bir çoğunluğumuz Tokat bölgesinden de gitmişiz. Konya, Karaman bölgesinden gitmişiz. Osmanlı döneminde Balkanlara görevli olarak gönderilmiş bizim atalarımız. Bir kısmı oraları Türkleştirmek üzere gönderilmiş. Özellikle de Karamanoğulları’nı Balkanlara serpiştirelim denmiş ve oraları Türkleştirsinler diye gönderilmiş. Ve daha sonra da tekrar buraya dönmüşüz. Dolayısıyla biz kendimizi bu ülkede ayrı gayrı görmüyoruz.
Bizim Konfederasyon olarak amaçlarımızdan bir tanesi ülkemize göç etmiş şu anda yapılan araştırmalara göre otuz iki /otuz beş milyon civarında Balkan ülkelerinden değişik dönemlerde buraya göç etmiş insanımız var. Dolayısıyla bu insanımıza bir şekilde derneklerimiz vasıtasıyla, Federasyonlarımız, Konfederasyonumuz vasıtasıyla destek olmaya çalışıyoruz. Çocuklarımıza destek olmaya çalışıyoruz. İhtiyaç sahiplerine destek olmaya çalışıyoruz. Kültürümüzü yaşatmaya çalışıyoruz. Balkan ülkelerinden buraya getirdiğimiz oradaki yaşadığımız kültürümüzü yaşatmaya çalışıyoruz. Ekonomik anlamda Balkanlarla Türkiye'mizin ekonomisinin biraz daha karma hale gelmesine çalışıyoruz. Ekonomik iş birliğini destekliyoruz. Çünkü bizim oralarda da halihazırda on milyon civarında Türk ve Müslüman kardeşimiz yaşıyor. Bunlar bizim insanımız. Biz bunlara ülke olarak, Türkiye Cumhuriyeti olarak nasıl ki tüm bu bölgelerde insanımıza sahip çıkmamız gerekiyorsa Balkanlar'da bıraktığımız insanımıza da sahip çıkmamız gerekiyor. Sadece Türkiye Cumhuriyeti idarecileri olarak değil, belediyeler olarak, sivil toplum kuruluşları olarak, gazeteciler olarak, toplum olarak oralardaki insanımıza sahip çıkacağız. Türkler beklenendir. Bekliyorlar bizi oralarda, Balkanlar'da halâ bekliyorlar. Biz oralardan kopmadık, halâ diyalog içerisindeyiz.

Şunu belirtmek istiyorum. Biz Balkanlar'da barışı destekliyoruz. Savaştan kimsenin çıkarı olmaz. O nedenle Balkanlar'da barış olsun. Balkanlarda kardeşlik tesis edilsin. Ama şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Balkanlar'da barış isterken biz de saygı bekliyoruz. Balkanlarda gerek Bulgaristan'da gerek Batı Trakya'da, Yunanistan'da, Kosova'da, Makedonya'da, Bosna'da, Gagavuzya'da biz de birinci sınıf vatandaşız. Orada bizlere de birinci sınıf vatandaş gözüyle bakılması lazım. Biz çünkü o ülkeye katkı koyuyoruz. Bizim insanımız Türkler katkı koyuyorlar o ülkelere. Bu katkıyı da önemsemeleri gerektiği düşüncesindeyim. Oralara gittiğimizde gerek Bulgaristan Başbakanı'yla zaman zaman görüşmelerimiz gerek Makedonya gerekse Gagavuzya başkanıyla görüşmelerde öncelikle talep ediyoruz, bizim insanımıza sahip çıkarlarsa bizim insanımız da o ülkeye ihanet etmiyor ve o ülkenin kalkınması için elinden geleni yapıyor. Makedonya'ya gittiğimde küçük kardeşlerimiz arkasında bir tarafında Makedon bayrağı, bir tarafında Türk bayrağı koyuyor. Ben Türk'üm diyor. Ama aynı zamanda Makedonya vatandaşım, bu da benim ülkem, orası benim ana vatanım, burası da vatanım diyor. Ben bu vatana da hizmet etmek istiyorum diyor. Ve hizmet de ediyor. Bu manada da biz de onları destekliyoruz.
Türkiye’de on iki tane Federasyon Başkanımız var. Değişik periyotlarla toplantılarımız oluyor. Değişik illerde toplantılar gerçekleştiriyoruz. Şimdi Tokat'ta da gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Burada sizlerle tanışmak istedik. Kendimizi anlatıyoruz. Bizim insanımıza farklı gözle bakılmasın. Balkanlar gelenler denilmesinden ziyade biz öz be öz Türk’üz bunun bilinmesini istiyoruz. Hiçbir zaman ülkemize, bayrağımıza ihanet etmemişiz. Dinimize ihanet etmemişiz. Ülkeye biz hakikaten çok ciddi katkılar koyuyoruz. Mütevazı insanlarız, özellikle siyasette olmak gibi bir çabamız yoktur, siyasete buluşmak istenmez ama gittiğimiz yerlerde artık bahsediyoruz, sürekli siyasetçilere şunu söylüyorum, lütfen bizim insanımızı siyasete davet edin. Bizim insanın siyasetin içinde olsun. Bizim insanımızın aidiyet duygusu çok kuvvetlidir. Herhangi bir siyasi partiden aday gösterilse burada yaşayan insanımız da mutlaka bu arkadaşlara destek olacaklardır. Ayrıca şunu da çok açık yüreklilikle ifade ediyorum. Biz gerekirse seçimlerde gelip kapı kapı dolaşırız.

Bugün de buradaki bizim üyelerimizle, eş dostumuzla, arkadaşlarımızla sizlerle tanışmak maksadıyla geldik. Bundan sonra da inşallah yine geleceğiz. Buradan Balkanlara götürüp sanayicisinin Balkanlarda da iş yapmasına aracılık etmeye çalışıyoruz. Bizler kardeş belediyeciliği de çok destekliyoruz. Tokat özelinde Gazi Osman Paşa bizim için de çok kıymetli, Ortak noktamız var. Maalesef Gazi Osman Paşa'nın savaş verdiği bölgede, Plevne'de Osman Paşa'nın bir anıtını yaptıramıyoruz. Oraya onun adına bir taş dikemiyoruz. Biz Çanakkale'de, Anzaklar'a her türlü imkanları sağlıyoruz ama maalesef orada bir taş koyup, duamızı okuyabilecek bir yerimiz yok. Bu vesile Tokat’ta Gazi Osman Paşamızı da anmış olacağız.”

Muhabir: Mustafa Işık