1 Kasım seçim sonuçlarını bir hikâye ile özetlemeye çalışalım.

Rivayet o’dur ki memleketin birisinde iki tane hoca efendi varmış

Bizim muhterem hocalar arasıra köye gidip mevlid okurlarmış

Hoca efendilerden birisi babayiğit iri kıyım diğeri zayıf, ufak tefek birisiymiş.

Gittikleri köylerde mevlid bittikten sonra sofralar kurulur yemekler ikram edilirmiş.

Zayıf ve çelimsiz olan hoca efendi birkaç lokma yedikten sonra, “Elhamdülillah” der kaşığı bırakıp sofradan kalkarmış.

Babayiğit olan hoca efendide arkadaşına ayıp olmasın diye aç olarak sofradan kalkarmış.

Kaç defa arkadaşını bu konuda uyarmış.

“Ben kaşığı bırakmadan, sofradan kalkma” demiş.

Bütün uyarılarına rağmen bizim çelimsiz hoca efendi yine bildiğini yaparmış.

Günlerden bir gün yine bir köye mevlid okumak için gidiyorlarmış.

Önlerine çıkan dereden geçmek için paçaları sıvamışlar.

Babayiğit olan hoca efendi arkadaşının yakasından tutup şöyle demiş. “Ben sofradan kalkmadan sen kalkarsan yemin olsun demişte bu derede seni boğarım”

Arkadaşı, “tamam” demiş.

Neyse lafı fazla uzatmayayım. Köye gitmişler mevlitten sonra sofralar kurulmuş, bizimkilerde başlamışlar yemeye.

Zayıf olan hoca birkaç lokma yemekten sonra “Elhamdülillah” deyip, kaşığı sofraya bırakmış.

Bunu gören arkadaşı seslenmiş. “Derede Billah” diye

Mesajı alan diğer hoca efendi kaşığı eline almış ve “Taze Bismillah” diyerek yeniden yemeye başlamış.

Hikâyemiz buraya kadar. Bu hikayeyi niye yazdım diyorsanız onu da hemen anlatayım.

“Temsilsiz lafın, tesiri olmaz” buyurmuşlar.

O yüzden hikâyemizi yazdık.

Ak Parti’nin seçim zaferi ile birlikte Bizim hoca efendilerinin hikayesi aklıma geldi.

Hani Ak Partililer diyorlardı ya “Yeniden Bismillah” diye, bizim millette bu sözü tuttu.

Yeniden besmele çekip, istikrara oy verdi.

Seçim sonuçları ülkemize, aziz milletimize ve şehrimize hayırlı uğurlu olsun.

Ak Parti’nin bütün kadrolarını yürekten kutluyorum.

Adamlar çalıştılar ve kazandılar. İktidar onlara, analarının ak sütü gibi helal.

Muhalefet ise yine yer ile yeksan

En son yazımın son paragrafında şöyle yazmıştım.

“Gönlüm Üç Hilal’in mahzun olmasına razı olmuyor.” Diye

Gönlümüz razı olmadı amma: ömrümüzde hep muhalefetle geçti.

Gerçi bizim ev bahçeli değil, balkonlu

Fakat seçim akşamı bizim hilalleri bir türlü gökyüzünde göremedim.

Tek gördüğüm gökyüzünde Ak Parti’nin hava-i fişekleriydi.