Haksız, hukuksuz ve gerekçesini yazanların bile anlamadığı iptal kararı sonrası daha da vahim gelişmeler yaşanıyor.

Seçimin iptaline konu seçim kurullarının 23 Haziran'da da görev yapmasına karar veren YSK, gelen yoğun tepkiler üzerine gece yarısı operasyonu yaparak seçim müdürlerini başka illere atıyor. Bu uygulama bile YSK'nın kendi başına karar veremediğinin açık göstergesidir.

Hukukun üstünlüğü niçin arzu ediliy? Bu skandallar yaşanmasın, güven tesis edilsin diye ve demokrasinin olmazsa olması olduğu için. Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin sonuçları olumlu olmamıştır.

İktidarı ele geçiren sayın siyasi parti başkanı akıl almaz yetkiler kullanabilmekte.

Anayasa mahkemesi başta olmak üzere yüksek yargıyı atar.

Üniversiteye rektörleri doğrudan atar, komutanları atar.

Valileri, kaymakamları, bakanları atar. Şimdilerde bir de bakan yardımcılıkları ihdas edildi. Onları da atar. HSK'ya doğrudan adalet bakanı ve müsteşarıyla istediği düzenlemeyi yapar.

Kanun hükmünde kararname yayınlayıp, TBMM'yi çoğu kez devre dışı bırakır. Tek yetkili, tek karar veren konumundadır.

Her şeyin, her kanunun tek belirleyicisi durumundadır.

Eleştiri kabul edilmez muhalefete ağza bile alınmayacak suçlamalar, tehditler, baskılar uygulanır.

Ülkedeki medyanın yüzde 90'ını yandaşa satın aldırıp, tek ses duyulsun istenir.

Daha da vahimi İstanbul seçimleri için muhalefet millet ittifakı adayına Pontus, Yunan yakıştırması çirkince yapılır. Karadeniz bölgemizin güzel insanlarına hakaret de edilir. AKP Genel Başkan Yardımcısı Canikli açıklama yapıyor. İmamoğlu'nu kast ederek "bunlar projedir" diyor. Sayın Canikli'ye hatırlatmak gerek, projeyi kendileri çok iyi bilir. Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanı kimdir hatırlar mı acaba ?

Birleştirici olmak yerine ayrıştırıcı, bölücü tehlikeli dil kullanılır. Son kez de İçişleri Bakan Yardımcısı imiş bölücülük kervanına o da katılır. Kim bilir hangi seçimi kaybettiği için ödüllendirilmiştir.

Sayın Ordu Vali T.C Devletinin valisidir, parti valisi değildir.

Talimat da alsa devleti o şehirde temsil edendir. İmamoğlu'nun toplantısı için "kısa tutun müdahale ederim" devlet adamlığıyla bağdaşmaz ve valiye hiç yakışmaz.

Kurtuluş Savaşını Yunan kazansaydı diyene hiç sesiniz çıkmadı.

Sayın Binali Bey Ordu'da böyle bir toplantı düzenlese aynı tepkiyi verecek yüreğe sahip midir ? Ordu Valisi yanlışa alet olmuştur. Nereye kadar sel gibi gelen millet iradesinin önünde durmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" öyleyse sonucuna herkes katlanmaya mecburdur.

Ülkemizin en çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu bir dönemde yetkililerin yanlış ifadeleri milletimizi üzüyor, yaralıyor.

Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin ülkemizi getirdiği durumdur.

Bu beyhude çırpınışlar tükenmişliğin, çaresizliğin sonucudur.

Bir hatırlatma daha yapalım "Kurtuluş savaşını keşke Yunanlılar kazansaydı" açıklamasını yapan cumhuriyet, millet düşmanını kimler ziyaret etmişti.

Cenaze namazında da en büyük safta bir kez daha seyredin.

Sevgi ve saygılarımla