(Haber: Arzu Kaymak)

Muhasebeci ve Mali Müşavirler, E-Defter uygulamalarında öngörülen cezaların adalet ilkesine uymayacağını, orantısız cezaların çok can yakıcı olduğunu beyan etmekteler. Bu cezaların hem mali müşaviri hem de işletme sahiplerini son derece mağdur edecek orantısızlıklar içerdiğini anlatmaktalar.

İstanbul Tokat Günleri için Bir Tokatlı Bürokratın gözlem ve değerlendirmeleri
İstanbul Tokat Günleri için Bir Tokatlı Bürokratın gözlem ve değerlendirmeleri
İçeriği Görüntüle

“Kaçakçılık yapılmadı, kara para aklanmadı, devlet zarara uğratılmadı. Sadece geç bildirilen bir işlemin cezası bu kadar orantısız, adaletsiz olamaz. Hem mali müşavirleri hem de işletme sahiplerini mağdur edecek tutarlar olması insanı üzüyor. Bu ceza tutarını belirleyenlerin daha adil olmasını tüm meslek camiamız ve işletme sahiplerini adına istiyoruz.” demekte olan mali müşavirler bu durumun yeniden değerlendirilmesini ve düzenlenmesini talep etmekteler.

E-Defter Beratlarında Orantısız Cezalar: Adalet mi, Mağduriyet mi?

Tokat Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Mustafa Kaya, camianın tepkisini çeken uygulamanın yaşatacağı sorunlara değindi. Beklentileri izah eden açıklamada bulundu. Meslektaşlarının tercümanı oldu. Başkan Kaya’nın yazılı açıklaması şöyle oldu:

Dijitalleşen dünyada muhasebe mesleği de hızla dönüşüyor. Defterler artık elektronik ortamda tutuluyor, beratlar Gelir İdaresi Başkanlığı sistemine yükleniyor. Ama bu dönüşüm beraberinde ciddi bir tartışmayı da getirdi: orantısız cezalar.

Bugün birçok meslektaşımın ve mükellefin ortak şikâyeti şu:

E-defter beratının bir gün geç yüklenmesi bile, defter hiç tutulmamış gibi değerlendiriliyor. Bunun sonucu, ağır para cezaları ve kimi zaman KDV iadelerinin reddi gibi ciddi yaptırımlar oluyor.

Peki ortada bir vergi kaybı var mı? Çoğu zaman hayır. Sadece teknik bir aksaklık, sistem yoğunluğu ya da basit bir insani hata. Buna rağmen mükellef ve meslek mensubu büyük bir yükün altına sokuluyor.

Ölçülülük İlkesi Nerede?

Hukukun temel ilkelerinden biri “ölçülülük”tür. Yani verilen ceza ile işlenen fiilin ağırlığı arasında makul bir denge olmalıdır. Ancak mevcut uygulama bu ilkeye pek de uymuyor.

Düşünün, trafikte hız sınırını 5 km aştınız diye ehliyetinizin iptal edildiğini… İşte yaşanan durum biraz buna benziyor.

Çözüm Ne Olmalı?

Bu sorunun çözümü için aslında çok da karmaşık düzenlemelere gerek yok.

- Öncelikle “hiç yüklememe” ile “geç yükleme” birbirinden ayrılmalı.

- Vergi kaybı olmayan durumlarda sembolik nitelikte cezalar öngörülmeli.

- GİB sisteminden kaynaklanan aksaklıklarda süre otomatik olarak uzatılmalı.

- İlk defa hata yapan mükellefler için uyarı mekanizması devreye sokulmalı.

Adalet ve Güven

Mükellefler ve meslek mensupları, vergi idaresinden adalet ve güven bekliyor. Elektronik dönüşüm sürecinde ceza kesmek yerine yol göstermek, hatayı düzeltme imkânı tanımak hem sisteme olan güveni artırır hem de kayıt dışılıkla mücadeleyi güçlendirir.

Kısacası; amaç cezalandırmak değil, doğruyu teşvik etmek olmalı. Vergi kaybı yoksa, teknik sorun varsa ya da hata ilk kez yapılmışsa, devletin şefkatli eli mükellefin sırtında olmalı. Çünkü unutmayalım, ekonomik hayatın çarkları adaletle döner.”

Muhabir: Fatih Kılıç