“Tokat'ımız için çok güzel oldu”

 

“Vicdansızlık etmeyin. Sezar'ın hakkını Sezar'a verin. Bu Başkan kelleyi koltuğa aldı. Sizin bu kadar iftira atmanıza rağmen ‘ben buraya imarı veriyorum.’ dedi. Bizim bunu alkışlamamız lazım.”

 

(Haber-Fotoğraf: Mustafa Işık)

Tokat Belediye Meclisi’nde kentsel dönüşümü sağlamak üzere Ankara Mahallesi’nin imara açılması Tokat’ın gündeminde önemli bir yer ediniyor. Bilhassa Belediye Meclisi’ndeki İyi Partili üyelerin ret oyu verdiği imar kararında yeni imara açılan bölgenin heyelanlı olduğu savunuldu. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü İyi Partililerce ziyaret edilip, orası için onay verilen jeoloji raporunun yeterli olmadığı vurgulandı.

            İyi Partili Belediye Meclisi Üyesi Emin Kılıç ile İyi Parti İl Teşkilatlarının İl Başkanı Hakan Karagöllü’nün öncülüğünde basın açıklamasıyla ‘ölüm imarı’ olarak gündeme getirdiği izahlara karşı Tokatlı müteahhit, bir dönem Tokat Müteahhitler Derneği Başkanlığı yapmış, Tokat Belediye Başkanlığına aday adaylığını açıklamış isimlerden İbrahim Bülbül açıklamada bulundu. İbrahim Bülbül, Ankara Mahallesi’nin imara açılmasına imza atan Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu başta olmak üzere Belediye Meclis Üyelerini tebrik etti, cesaret göstererek bu karara imza atmış olmalarını onure etti.

MÜTEAHHİT İBRAHİM BÜLBÜL’ÜN DESTEK GEREKÇELERİ

            Tokat Hürsöz gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü gazeteci Fatih Kılıç’ı ziyaret ederek, Ankara Mahallesi’nin imara açılmış olmasını neden savunduğunu izah eden müteahhit İbrahim Bülbül, bilhassa heyelan bölgesi olarak gösterilmesine karşı gazeteci Fatih Kılıç’ın sorduğu sorulara yanıt verdi. Tokatlı serbest Jeoloji Mühendisi’nin de adını kullanarak, ondan aldığı bilgilere güvendiğini vurguladı.

            Müteahhit İbrahim Bülbül’ün açıklamaları, gazeteci Fatih Kılıç’ın soruları ve alınan yanıtlar şöyle oldu.

            * İbrahim bey ses kaydını da açmış bulunuyorum. Özellikle Tokat'ın gündeminde olan, Tokat Belediye Meclisi'nde kararı verilen Ankara Mahallesi'nin imara açılması olarak da yankı bulan konuda açıklama yapmak istediğinizi beyan ettiniz. Konuya dair sizin görüşlerinizi almak isterim.

- Öncelikle değerli vaktinizi ayırıp bizleri kabulünüz için şahsım adına çok teşekkür ediyorum. Tokat'ta Fatih Kılıç kardeşimizin basınla ilgili bir duayen olduğuna, doğru haber yaptığına inanaraktan geldim.

Şimdi Fatih Bey malumunuz biz Tokat'ın öz çocuğuyuz. Doğma büyüme Tokatlıyız. Ben 1998’den bu yana Bülbül İnşaat firması adı altında müteahhitlik yapan bir şahsım. O dönemlerde özellikle Erenler'le ilgili basın açıklamam vardır. Yani Ankara Mahallesi'yle oraların imara açılmasını isteyen basın açıklamam vardı. Bugün burayı imara açan çok değerli Başkanımız Eyüp Eroğlu'na, İmar İşleri Müdürümüze, imardan sorumlu Başkan Yardımcılarımıza ve diğer personellere, Belediye Meclis Üyelerimize şahsım ve ailem adına teşekkür ediyorum. Tokatlı adına teşekkür edemiyorum çünkü Tokat'ta verilen bu doğru karara karşı çatlak sesler de var. Muhalefet tabii ki muhalefetliğini de yapacak. Ama mevzu Tokat’sa, verilen karar doğruysa bunun iyi analizini yapıp iyi araştırıp muhalefetten ziyade karar Tokat için alındıysa iktidar olsun, muhalefet olsun, saygı duymamız gerekiyor.

Şimdi Fatih Bey, Ankara Mahallesi'nin imara açılmasının üç beş tane başlığı var. Madde bir diyelim; Ankara Mahallesi'nin imara açılması Tokat'ın trafiğini rahatlatacak. Yani mecburiyet caddesinin yoğunluğunu üzerinden alacak, yükünü azaltacak. Ankara Mahallesi imara açılıp konutları yapıldığında Ankara, İstanbul, Sivas, Kayseri'den gelen arkadaşlarımız çevre yolunu kullanaraktan doğrudan evlerine girecekler. Bu bir güzellik.

Madde iki, biz müteahhitler yeşil Tokat'ımıza resmen bir katliam işledik. Yıllarca yaş sebze meyve olacak topraklarımızda yeşili, fidanlarımızı keserek üç beş kuruş para kazanalım diye yeşil Tokat'ı beton Tokat’a çevirdik. Yaşamış olduğum ilde imarın kıraç, kurak alanlarda açılmasından yanayım. Buraları imarla güzelleştirip insanlara bir yaşam alanı oluştururken yeşil alanları insanların mesire amaçlı kullanmasından yanayım ben. Bu da ayrı bir güzelliği olacak Ankara Mahallesinin imara açılmasının.

Ben 52 yaşındayım. Erenler Bölgesi Tokat'ımızın en eski tarihi olan bölgesi. O bölgenin insanları için yaşam standartları çok düşük. Erenler'in imara açılması o bölgedeki yaşayan insanlara bir nefes olacak. Rahat sosyal donatımlı, gelişmiş, teknolojisi iyi olan binalarda oturmak onların da en doğal hakkı Fatih Bey. Bizim çocukluğumuz gecekondularda geçtiği için gecekonduda yaşamanın sıkıntılarını ben çok iyi biliyorum. Yani yağmur yağdığı zaman rahmetli annem akan deliğe kova koyardı. Uyuduğumuzda inşallah bugün fare, tahta kurusu gelmez diye dua ederdik. Şimdi buradan Tokatlılara diyorum ki orada yaşayan insanlar da bizim annemiz, bacımız, kardeşimiz. Oradaki yaşayan insanların da yaşamak en doğal hakkıdır. Buradaki yaşayan insanları biz bir TOKİ'ye, bir Yazıcıoğlu'na götüremeyiz. Bu büyük bir maliyet getirir ama açılan bölge onların bölgesi olduğu için önce konutları yapıp o insanları taşıyıp daha sonra da Erenler'e doğru imar açılması gerekiyor. Bunun için sevgili Başkanımız Eyüp Bey ilk adımını attı. Cesaretinden dolayı çok tebrik ediyorum. Allah kendisinden razı olsun.

Madde üç diyelim; Şimdi malumunuz Tokat'ta bir tane organize sanayi bölgesi var Fatih Bey. Gelişmiş şehirlerde beş, altı, yediye çıkıyor ama Tokat'ımızda bir tane organize sanayi bölgesi var. Fabrikaların çoğu depo olarak kullanılıyor, üretim amaçlı kullanılmıyor. Şimdi düşünün. TOKİ'de oturan bir insan oradan OSB'ye gelecek. Bu adam zaten asgari ücretle çalışıyor. Aldığı maaşın kaç lirasını yol parası verecek? Kaç lira kira verecek? Mutfağına kaç lira verecek? Ankara Mahallesi’nin imara açılmasını demek o insanın burada oturmasına ev açacak ve yol parasından kurtaracak. Para tasarrufu olacağı için yaşam özgürlüğü çoğalacak. Yaşam kalitesi yükseldikçe beladan uzak olacak. İnsanların sosyal yaşamı değişecek, gelişecek. Bu yüzden Ankara Mahallesi’nin imara açılması Tokat'ımız için çok güzel oldu. Yine diyorum Allah razı olsun.

Şimdi burada en önemli maddeye geliyorum ben. Bu imar açıldıktan sonra son bir iki aydır sohbetlerimizde, konuşmalarımızda muhalefeti duyuyorum. İşi bilip/bilmeyen insan topluluğu dedikodu yapıyor. Vicdansızlık etmeyin. Sezar'ın hakkını Sezar'a verin. Bu vatandaş burayı imara açarken yapılan binaları öbür dünyaya götürmeyecek. Tapusunu üzerine yazdırmayacak. Bu Başkan kelleyi koltuğa aldı. Sizin bu kadar iftira atmanıza rağmen ‘ben buraya imarı veriyorum.’ dedi. Bizim bunu alkışlamamız lazım. Düşünebiliyor musunuz? Diyelim ki orası afet bölgesi. Bir Belediye Başkanı ve personeli Allah rızası için bu kadar zor yükün altına kendini koyar mı? Soruyorum size. Belediye Başkanlığına mal olsa bile kendini böyle bir taşın altına koymaz. Koyması imkansız. Neden koysun? Bu Başkan ‘bana ne’ demiyor? Bu Başkan diyor ki Tokatlı yaşasın. Tokat'ı geliştirelim.

Orası afet bölgesiymiş! Çok özür dileyerek söylüyorum kendisine (-Belediye Meclisi’nde ret oyu veren İyi Partili meclis üyesine ithafen-) bugüne kadar kaç tane jeoloji mühendisi yetiştirdin? Herkes mesleğini yapacak. Ben müteahhitsem inşaatımı iyi yapacağım. Siz gazeteciyseniz doğru haber yazacaksınız, öbürü mühendisse inşaat projesini geçirecek. Doktor doktorluğunu iyi yapacak. Ben şimdi şunu soruyorum Fatih Bey size, ‘benim inşaat var kalıpta çalışır mısınız?’ Çalışamazsınız. Siz bana deseniz ki İbrahim bey bir haber var, ben yapamam, ben gazeteci değilim. Haber sizin işiniz, inşaat benim işim. Öğretmenin görevi de çocuk okutmak. Elinde herhangi bir done olmadan elinde herhangi bir belge olmadan sağlam dayanıklı, burası afet bölgesi demeye, insanların midesini bulandırmaya, insanların kafasını karıştırmaya hiç kimsenin hakkı yok. Yarın bir gün oraya lüks binalar yapıldığı zaman onların satımına bile engel olacak bu afet lafı. Ben asla kabul etmiyorum. Asla afet kelimesini kabul etmiyorum ben. O zaman şöyle bir soru sorayım ben size. Çağgölü’ne neden imar verildi elli yıl önce? Çağgölü’nün bir metre altı su, hepimiz biliyoruz. O zaman ben size soruyorum. Japonya’da yetmiş katlı bina yapıldı. Ordu Giresun arasına kargo uçaklarının tonlarca yüklenildiği bir havalimanı neden yapıldı? Kardeşim teknoloji gelişti, artık Türkiye uzaya füze gönderiyor. Eğer ki orası afet bölgesiyse Türkiye bunun önlemini alır. Onun zemin iyileştirmesini yapar. Lütfen bırakın yahu. Şu şahsi menfaatleri için şahsi rantları için çamur at izi kalsın denmesin. Acaba bu Erenler’e hopladığınız kadar Ankara Mahallesi'ne hopladığınız kadar neden bir Güneşli’ye hoplamadınız? Halâ Gezirlik için imar diyorsunuz. Neden Çağgölü'ne hoplamadınız? Neden bunun hakkında açıklamalar yapmadınız? Bırakın Tokatlı yaşasın.

Yani Allah rızası için burada Belediye Başkanımızın aldığı karara saygı duyacağız. Hiçbir Belediye Başkanı ve ekibi afet olan bir bölgeye imar vermez. Hiç kimse de bu taşın altına elini koymaz. Eğer Belediye Başkanı ve ekibi bu işe karar verdiyse bunun jeolojik analizi yapılmıştır. Herkesin gönlü rahat olsun, öncelikle dedikoduyu bırakalım, çünkü bu Tokat'ın gelişmesine çok büyük zarar veriyor.

* Sayın İbrahim Bülbül, özellikle şu an ben sizin müteahhitliğinizi bilerekten soruyorum. Müteahhit olarak şu anki veriler dahilinde siz orada o bölgenin heyelanının olup/olmadığı bilgisine sahip misiniz? Teknik manada bir rapor var mı önümüzde? Bir bilgi var mı?

- Şimdi efendim ben buraya gelirken boş gelmedik tabii ki. Bir jeoloji mühendisi kardeşimiz var. Diyor ki bölge ile ilgili, herhangi bir afete maruz kararı bulunmamaktadır. Böyle bir karar olursa Belediyenin imar açması mümkün değildir. Bitti. Ben buna bakarım.

* Bu jeoloji mühendisi bu vebalin altına girebilecek donanımda mı? Bunun resmi olarak belgesini imzalar mı?

- Fazlasıyla imzalar. Bu şahıs doğrunun yanındadır, doğrularını yapar. Birileri gibi çamur at izi kalsın olmaz Fatih Bey. Ben bu adamın her sözüne kefilim bak.

* İsmi bizde kalmak şartıyla bize söyler misiniz?

-  Evet, açıkça konuşuyorum basında yazsın bunu.

* Kendisi bu bilginin ve adının basınla paylaşılmasını ister mi?

- İster, ister, ister kardeşim.

* Yani buranın teknik manada insanların gönlünü rahat ettirecek konumda olduğuna imza atar mı?

- Atar kardeşim, atar.

* Peki bu imar kararı şuan askıya çıktı. Askıdan da geçti, kabul gördü, onaylandı diyelim, bu dönüşüm taşınma işlemi, inşaat işleri sizin gözünüzle, gözleminizle ne kadar bir sürede sonuçlanabilir?

- Efendim ben sabah gelirken Mehmet Bey'le görüştüm. Önce tebrik ettim. Şimdi burada yine belediyede görev var. Belediyeye burada çok görev düşüyor. Şimdi malumunuz orada imardan önce arsa 1 milyondu diyelim, şimdi imar geldi 5 milyon oldu. Vatandaş bunu biliyor. Şimdi orada belediye devreye girecek, ev sahipleri ve müteahhitlerle toplantı yapacaklar. Bunları uzlaştıran Belediye olacak. Yoksa yanlış anlamayın, gelişmemiş olan bir yerde ilk giren müteahhitler zarar eder. Bizim amacımız bağcıyı dövmek değil. Bizim amacımız üzüm yemek. Orada mülkiyet sahibi olacak. Belediye vergisini, harcını masrafını alacak. Müteahhit iş yapacak, para kazanacak. Doğru mu kardeşim? Bunları kim birleştirecek? Tokat'ın şehrül emini birleştirecek. Örnek veriyorum, arsaya karşılığı yüzde 50 denirse, yok kardeşim senin değerin otuz diyecek, ilk başlangıç çünkü. Bu yüz elliye ne zaman çıkar biliyor musun Fatih Bey? Üç beş yıl sonra çıkar. Hani bir gelişir oralar. Küçük parsellerde yüz elliye verilir, kurtarır. Kamu binaları yapılacak, okulu yapılacak, havuzu yapılacak, hastanesi yapılacak. Bunlar yapıldıktan sonra yüz elliye, yüz altmışa çıkar. Şu anda kat oranlaması yüzde yirmi beş - otuzu geçmemesi lazım. Geçtiği an bugünkü maliyetlere göre Müteahhitler para kazanmayı bırak, oradaki mülkiyet sahiplerine hayrına ev sahibi yapmış olur. Yani oranlama hususunda belediyenin mutlaka devreye girmesi lazım.

* Peki bir daha bunu teyit etmek isterim. Jeoloji Mühendisi …. bey sizin onun adını verdiğinizi ve kamuoyuna yansıyacağını biliyor mu? Yani ben onun onayını bire bir almadan onun adını deklare edebilir miyim?

- Kendisiyle gelirken görüştüm, hocam ismini kullanacağım ben dedim. İbrahim abi kullanma dedi. Jeoloji mühendisi de dedi. Hayır, kullanacağım dedim. Eğer bu işte sen yüzde yüz olduğunu emin biliyorsan, ismini kullanmam lazım dedim. O da saygı duyup sen bilirsin dedi, ben buraya geldim kardeşim.

SERBEST JEOLOJİ MÜHENDİSİ İLE GAZETECİ FATİH KILIÇ GÖRÜŞTÜ

Gazeteci Fatih Kılıç’ın bilhassa, teknik isim olarak adını aldığı serbest jeoloji mühendisinin adını açıktan yazma noktasındaki talebi üzerine, müteahhit İbrahim Bülbül, serbest jeoloji mühendisini cep telefonundan aradı ve gazeteci Fatih Kılıç ile görüştürdü. Gazeteci Fatih Kılıç ile adı bizde mahfuz jeoloji mühendisi arasındaki kayda açık görüşme de şöyle oldu:

* …. Bey kolay gelsin. Durumun önemine, ciddiyetine vakıfsınız. Bugün İbrahim Bülbül bey bir açıklama yapmak üzere geldi. Açıklamasını aldım ama kritik bir konu var. Ben bir gazeteci olarak bu konuda teknik ismin vereceği cevabı önemserim ve kamuoyuna sunmak isterim. Burada zatıalinizi gösterdi. “Jeoloji mühendisi …. Bey bu konuda bilgi sahibidir. Yetkindir ve söylediği benim için güven aşılar.  Ve onun söylediği bu bölgede heyelan konusunda bir sıkıntı yoktur.” ifadesini kullandı. Ben sizin de bilginiz dahilinde sizi referans gösterdiğimi kamuoyuna sunmak isterim açıktan. Gazetecilikte bunun onayını sizden almadan isminizi açıktan vermeyi istemedim. Onun için ben sizden bu konuda teyit almak istiyorum. Adınızı kullanmak istiyorum haberimde.

- Tabi, tabi. Bu hususta Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne giderseniz raporu vardır orada. Belediyenin burayı imara açabilmesi için afet bölgesi olmadığına dair raporu olmalıdır zaten. O rapor olmadan zaten açamaz.

* …. Bey şöyle bir durum var. Özellikle imara açılmasına karşı duran İyi Partili Belediye Meclisi üyesi, jeoloji raporunda heyelan ifadesinin geçmediğini, yeterli analizlerin olmadığını, bu raporun çıkabilmesi için gerekli zamanın, mevsim şartlarının gözlemlenmediğini, bir yıl, iki yıl, üç yıl, dört yıllık bir gözleme dayanmadığını, MTA'nın haritasında heyelanlı bölge gözüktüğünü belirtiyor. Yani onların bunu söylediği yerde teknik bir ismin söyleyecekleri önemlidir. Vatandaş buna göre kendini emin, rahat hissedebilir aksi halde güvenli bulmaz. Onun için sizin gibi teknik ismin söyleyecekleri önemli.

- Oranın imarla ilgili raporlarını hazırlayan jeoloji mühendisi ….. …..’tür. Tanıyor musunuz?

* Tanıyorum.

- Onun hazırladığı raporu onaylayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır. Bakanlık onaylamadan yapamazsın. Sonuçta raporu hazırlayan özel firmadır ama onaylayan Bakanlık’tır. Sorun olsa Bakanlık onaylar mı? Onaylamaz. Belediye de kontrolünü yapıyor bu işin.

* Yani burada bir nevi bir vebal varsa, kurumsal vebal Çevre Şehircilikte, kişisel olarak teknik bilgi olarak o raporun altına imza atan jeoloji mühendisi ….. …..’tür. Kontrol eden Belediyenindir. Peki ben sizin samimiyetinizle bu şehrin insanı olduğunuza inanarak sormak isterim, Jeoloji Mühendisi ….. …. bu raporu hazırlarken sizin bilginiz var mıdır? Yani gözlemlerinde, süresinde, zamanıyla yeterli bir sürede, yağmurunu, çamurunu, karını kışını hesap ederek yapması lazımken, buna uygun yapıldı mı?

-  Yeterli ortam olmasa Bakanlık onaylamaz zaten. Bakanlık niye onaylasın?

* Peki. Ben yine teyit etmek isterim. Bu süreç içerisinde adınızın açıktan kullanılması ve bilgi verdiğinizi sizin teyidinizi kabul ediyorum ve adınızı vereceğim.

-  Adımı açıktan kullanmayın, titrimi verin, serbest jeoloji mühendisi deyin.

* Peki, teşekkürler

Muhabir: Mustafa Işık