Ülkemiz uzun süredir ekonomik sıkıntılar içerisinde.

Her ne kadar ülkeyi yönetenlerimiz pembe tablolar çizseler de gerçekler çok farklı.

Hayat şartları, geçim şartları her geçen gün daha da zorlaşıyor.

Milletimiz, günlük yaşantısında iliklerine kadar hissediyor.

İşsizlik, üretimin artırılmayışı, adaletsiz gelir dağılımı dengeleri alt üst ediyor. Gelecek hiç de iç açıcı değil.

Devletin anayasal görevleri var.

İnsanların da anayasal hakları vardır.

Eğitim hakkı, sağlıktan yararlanma hakları gibi.

Eğitim yaz boz tahtası, her gelen bakan kendine göre düzenleme yapıyor. Öğrenciler istemedikleri okullara gönderiliyor, mecbur bırakılıyor.

Devlet okulları adeta gözden çıkarılmış gibi.

Eğitimin başına özel okulları olan bir bakan getirildi.

Sözleşmeli, ücretli öğretmenlikler yaratıldı.

Özel okullarda sıkıntılar başladı. Öğretmen maaş alamıyor. Öğrenciler perişan. Devlet okulları ayağa kaldırılmalı.

Sağlıkta da durum içler acısı. Devlet hastanelerimiz eski güçlerini kaybetti. Değerli hekimlerimiz özel hastanelere geçiyor. Sağlık bakanı da özel hastane sahiplerinden.

Performans diye bir uzman hekimi günde yüz hastaya bakmakla yükümlü kıldığınızda, hasta tedavi olamaz. Doktorlar da hastaya gerekli zamanı ayıramaz.

Hastalara adeta müşteri sıfatı yakıştırılıyor.

Şehrimiz devlet hastanemizde son günlerde nöroloji bölümünde doktkalmadığı, randevu verilemediği, hasta kayıt bölümüne de "nöroloji doktoru yok, kimliğinizi bırakmayın" notu düşülmüş.

Yanlış politikalar sağlığı bu noktaya getirdi.

Nüfusu 150 bini geçmiş şehrimiz devlet hastanemize gerekli uzman dokttayini sağlanmalıdır.

Eğitim özele, sağlık özele, savunmayı da kısmen özele verdiğinizde elinizde geriye hangi görev kalıyki ?

Alt yapılar tamamlanmadan özele dönmenin yanlışlarıdır.