Söz konusu geziye katılan üniversite öğrencilerinden Melike Türkaydın’ın ardından bu kez Rekreasyon Bölümü 2. Sınıf öğrencisi, Ankaralı Gani Alperen Daldal, hissiyatlarını, görüşlerini kaleme aldı. Tokat Hürsöz gazetemize ulaştırılan “Tokat’ta Geçmişten Günümüze Bir Yolculuk” Başlıklı yazısı şöyle oldu:
“Tokat, ismini duyduğumda benim için sadece haritada bir şehirden ibaretti. Büyükşehirden gelen bir öğrenci olarak, açıkçası Tokat hakkında önceden pek bir fikrim yoktu. Sessiz, sakin ve sıradan bir Anadolu şehri olabileceğini düşünüyordum. Fakat Tokat Turizm Tanıtma Derneği’nin (TUDER) düzenlediği bu güzel organizasyon sayesinde hem Tokat’ı, hem de kendimi keşfetme fırsatı buldum.
Gezi programımız oldukça zengindi. İlk olarak Tokat merkezinde Hatuniye Camii, Gökmedrese, Taşhan, Halit Sokak ve Sulusokak güzergâhını gezdik. Eski taş sokaklarda yürürken adeta tarihin içinde kaybolduğumu hissettim. Eski dükkanlar, daracık sokaklar ve tarihi yapılar arasında dolaşırken, Tokat’ın kültürel mirasının ne kadar değerli olduğunu gördüm. Bu şehir sadece taş binalardan oluşmuyor; her köşesinde ayrı bir hikâye, her sokakta ayrı bir geçmiş yatıyor. Sulusokak’ın canlılığı, Latifoğlu Konağı’nın zarafeti ve Behzat semtinin tarihi dokusu bana Anadolu insanının sıcaklığını ve misafirperverliğini hissettirdi.
Gezi boyunca en çok etkilendiğim yerlerden biri de Niksar oldu. Niksar Kalesi’nden Ulu Cami’ye, Yağıbasan Medresesi’nden Roma Arsenali’ne kadar birçok tarihi mekânı ziyaret ettik. Türbeler ve manevi mekânlarda içime dolan huzuru kelimelerle anlatmak zor. O an orada olmak, tarihi ve manevi atmosferi solumak, insanın ruhuna iyi geliyor. Leylekli (Yılanlı) Köprü’nün üzerinden geçerken, geçmişten bugüne köprü olmuş bu şehirde yaşananları düşündüm. Melikgazi Türbesi ve Melik Ahmet Danişment Gazi Türbesi’nde ise geçmişe olan saygım bir kat daha arttı.
Bu gezi sayesinde sadece Tokat’ın tarihini ve kültürünü değil, aynı zamanda önyargılarımı da geride bıraktım. Fark ettim ki her şehir kendi hikâyesini anlatıyor. Tokat’ın doğası, yemekleri, insanları ve kendine özgü şivesiyle bana birçok şey öğretti. Daha önceden kulağıma yabancı gelen şiveler, şimdi bana samimi ve sıcak geliyor. Yörenin yemekleri, örf ve adetleriyle tanışmak ise ayrı bir güzellikti.
Bu benim Tokat’a üçüncü gelişim olmasına rağmen, her defasında yeni bir şey öğrenmenin, yeni bir atmosfer solumanın mutluluğunu yaşadım. Tokat’ın tarih kokan sokakları, eski evleri ve geçmişten bugüne taşınan değerleri bana "vatan" kavramının ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Atalarımızın bu topraklarda verdiği mücadele ve bıraktıkları izlerle daha fazla gurur duydum. Eğer onlar olmasaydı, biz bugün bu güzel topraklarda özgürce gezemez, bu satırları yazamazdık.
Sonuç olarak Tokat, benim gözümde artık sadece küçük bir Anadolu şehri değil, tarihiyle, kültürüyle ve sıcak insanlarıyla özel ve değerli bir şehir. Artık memleketime döndüğümde Tokat’ın bir tanıtım elçisi olarak bu güzel şehirden herkese bahsedecek, anlatacak çok şeyim var. Tokat bana sadece tarihi değil, aynı zamanda yaşanmışlıkları, geçmişten günümüze taşınan değerleri ve maneviyatı da hissettirdi. Bu yüzden Tokat, benim için artık özel bir anlam taşıyor. (Gani Alperen Daldal / Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi)