Hayat çok garip...

Birileri vardır ki geldikleri makamı kendisi bile asla hayal edememiştir. Geçmişte çok örneği var...

Güçlü bir el almıştır bu tarz insanları ve aslında iyice tanımadan bir yerlere getirmiştir.

Ezilip dururlar bu yük altında. Başarılı da olamazlar ve olamadılar zaten.

Kendi kariyerlerinde bile hep birilerinin himmeti ile karnını zor doyurmuştur.

İçten pazarlıklı, ezik, gözü-gönlü dar yaşam formlarıdır. Kendileri gibi aynı familyadan 3-5 kişi ile sınırlı bir dünyası vardır.

Peki toplumda bir karşılığı?

İçlerindeki eziklik; başkalarını küçük görmek biçiminde tezahür eder. Böyle mutlu olur ve kendilerini adam zannederler. Sadece kendilerini seven garip varlıklardır. Siyasetin meşakkatli ve insanlar ile diyalog olduğunu ve bunun asla sabah 08.30-17.30 arası ile sınırlı olamayacağına kafaları basmaz.

Diğer tarafta hata üstüne hata yapar ve kafayı kuma gömerler.

Oysa takke çoktan düştü ve kel ortaya çıkmıştır.

Vekil ya da başkan;

güçlü bir siyasetçinin güçlü ve hatırlı bir ekibi olmalı. İnsanları seven, herkes ile barışık bir yapısı olmalı.

Böyle olan var mı?

-Var.

Peki, kendi güçlü olduğu halde; ekibi zayıf ve iyi tanımadan bir yerlere getirilen var mı?

-Maalesef var.

Bunlar insanları parasal gücüne göre konumlandırır.

Sevenleri yoktur.

Sadece kendilerini seven hilkat garibesi tiplerdir. Egolu ve üstenci hallerine cümle âlem kıl olur.

Gönülleri de dardır, gözleri de...

Ezik oldukları açık bir gerçektir.

Hataları ise diz boyu uzar gider.

Yeni dönemde bu tip insanların hiç bir şansı olamaz. Küpün içinde ne var ise o dışarı sızar.

İçi pislik olan, herkesi kendisi gibi haset, fesat görür.

Dışarısı tophane, içi sişhanedir.

Haram, günah, gıybet, dedi-kodu...

Her bir meziyet vardır bunlarda.

Yine de düzgün insanı oynama rollerini de elden bırakmazlar.

Özet şudur:

Hak etmeyen asla hak etmediği bir konuma getirilmemelidir.

Bunları söylemez isek de; yaptıklarını marifet sayıp duracaklar...

Kalın sağlıcakla...