“Şu Metris’in önü alan, Bir tek seni sevgim gerisi yalan.”

Enver Karagöz; O bir öğretmendi. Demokrasiden yana, insan haklarını savunan, emekten haktan yana tavır alandı. O devrimciliği savunan insandı. Artvin TÖB-DER başkanıydı. 12-Eylül-1980’de Enver öğretmeni gözaltına alındı. Aydınlanmak için kitap okuyan, şiiri seven bir insandı. Gür sesiyle şiirini herkese beğendirir, hayran bıraktırırdı. Bilgi birikimi, konuşmasıyla yasaları savunurdu. Enver öğretmen şiir okumasın, konuşmasın diye ağzını zoraki açtırıp, boğazına kaynar su dökerler. Ses telleri kaynar surla yanar. Boğazındaki yanık kansere dönüşür. Uzun süre tedavi görür ama iyi olamaz. 2007’ de Enver Karagöz’ü sonsuzluğa uğurlanır. 12- Eylül zindanlarında yazdığı şiiri yıllarca kulaklarımızda bir ağıt olarak yankılanır.

       Darbelerin bittiği, kardeş, kardeşi düşüncelerinden dolayı öldürmediği insan haklarına, demokrasiye inanan bir toplumda birlikte yaşamalıyız.

Ben hep 17 yaşındayım.

Demir kapının her açılışında

Her ayak sesinde içime sığmaz yüreğim.

Her türlüsünü tattım acının ve ızdırabın

Yanlız seni özlerken kendimi yenemedim.

Çünkü senden gayrisi haram

Şu Metrisin önü bir uzun alan

Bir tek seni sevdim gerisi yalan.

               Cigara çekmedi canım hiç

              Çıkarken havalandırmaya

              Olmadı avluda atılmış voltam hiç

              Hele masmavi bir denize atılmış oltam

              Hiç mi hiç...

              İçerde bıraktım dünyayı

             Parmaklıklarla bölünmüş olarak

             Görmeye alışık gözleri

             Ve senin için yazdığım şiirleri, sözleri

              Sana olan aşkımı

              Deftere değil

         Metris’in duvarlarına yazdım

        Uykusuz gecen geceler akıllara zarar

         Kıramazdı beni duruşmada kırılan kalem

         Senin görüşlere gelmeyişin kadar

        Şu Metrisin önü bir uzun alan

         Bir tek seni sevdim gerisi yalan

         Senin hasretindi hücreme dolan

          Yalnız seni sevdim gerisi yalan.

Parmaklıkların elime bulaşan pası

Havalandırmadan gelen helâ kokusu

Işık ve ufuksuz hücremde

Gözlerim kuvvet kaybında

Bir şişin ucundaydı ölüm korkusu

Ve özgürlük kravatlıların avucundaydı

 

Bir kazaydı gelişin

Ya seni sevişim?

Bir masaldı

17 yıl 15 gece

Bir ranzaydı yattığım

Birde oturduğum masaydı

 

Ben gençliğimin en tutkulu aşkını

Kâğıtlara değil

Gönlümün en derin nağralarını

Kalemle değil, tırnaklarımla

Metris’in duvarlarına yazdım

Çok mektup yazdım sana

Ama hiç yollamadım

Ben sana olan mektuplarımı

Metris’in duvarlarına yazdım

Ve üzerine zarf değil

Mahpushane kapılarını kapattım

 

Şimdi bir şey yok yanımda kalan, senden kalan

Şu Metris’in önü bir uzun alan

Benim sevdam gerçek

Senin aşkın yalan

Hücremdeyim hasretinle yanarım

Senin için her gün, her gün ağlarım

Kanım hep içime akar kanarım

Beni anlamadın ona yanarım.

     “Ben hep on yedi yaşında kaldım” sözü edilen, on yedi yaşında iken idam edilen Erdal Eren’dir.

    Metris; Osmanlıcada tahkimatlı siper anlamında kullanılan sözcük dür.

          Süleyman Erkan 25-01-2023 Bedesdenlioğlu Tokat.