A L P A Y-8

Yazının başlığına bakıp bir an için paniklediğinizi görür gibi oluyorum. Ama rahat olun. 26 Haziran Ortaokulu’nda “güzel şeyler” oluyor.

Öğrencisine sabi, velisine insan gözüyle bakan her eğitimcinin yeri milletin gönlündedir. Böylesi eğitimcilerin sayısı çoğaldıkça geleceğe olan umutlarımız da zirveye ulaşıyor. Bu topraklarda kendi çocuklarını özel okullarda okutup, devlet okullarında öğretmeni olduğu çocuklara zulmeden, tepeden bakan ve sonrasında da kendileri tepetaklak olan çok eğitimciyi tanırız. Onlar bu köşe yazısının mevzusu değil elbette. Bugün güzel örneklerden bahsedeceğiz.

Devlet okullarının maksimum düzeyde işlerlik kazanarak, çağdaş ve günümüz şartlarına göre “iyi sayılabilecek” örneklerle eğitim verilen yerler haline gelmesi olumlu gelişmeler olarak kaydedilebilir. Özellikle son birkaç yıldır bazı okulların bu anlamda kendilerini daha çok gösterir olmaları dikkatlerden kaçmıyor.

Tokat’ta Milli Eğitim Müdürleri skalasında Levent Yazıcı ile başlayan, Murat Küçükali ile zirveye ulaşan ve Murat Ağar, Ahmet Özdemir’le de iddiasını sürdüren “öğrenci merkezli nitelikli eğitim devrimi”, Hüseyin Kır öncülüğünde devam ediyor. Eğitimin Tokat’taki “tavanı” böyle muhkem iken tabandaki hareketliliği de bir o kadar kuvvetli.

İşte bu hareketliliğin en çok hissedildiği okulların başında 26 Haziran Ortaokulu geliyor. Öğretmenlerinden idarecilerine güzel örneklerin anlatıldığı, kulağımıza hoş ve nazik öykülerin ulaştığı bir eğitim yuvasından bahsediyoruz. Okul Müdürü Ömer Gezer’in geçtiğimiz yıl göreve başlaması, önceki Müdür Bekir Hüseyin Çevik zamanında başlayan “dönüşümü” aksatmadığı gibi, yeni ve daha güzel örneklerle, okulu süratle çok daha iyi yerlere ulaştırdı. Ömer Gezer Hoca’nın da “öğrenci merkezli” eğitime bakış açısı birçok yeniliği, iyiliği ve güzelliği beraberinde getirdi.

Ana sınıfı, ilköğretim ve ortaokuldan oluşan okulun nitelikli öğretmenleri ile ortaya çıkardığı kadrosu, Ömer Gezer’in deneyimli eğitimciliğiyle spordan satranca, AB Projelerinden sınavlardaki edinilen başarılara, kendini her alanda gösteriyor. Ama her şeyden önce yukarıda da ifade ettiğim “Öğrencisine sabi, velisine insan gözüyle bakan”, okulundaki her öğrenciyi kendi evladı gibi gören, empati sahibi eğitimci anlayışına sahip kadrosudur önemli olan.

Dolayısıyla 26 Haziran Ortaokulu Müdürü Ömer Gezer başta olmak üzere okulun bütün idarecilerini, öğretmenlerini, memurlarını ve hizmetlilerini kutluyorum.

Allah sayılarını artırsın.

İnanıyorum ki bu şehir ve bu ülke, “önce insan” diyen, yüreğinde iyiliği ve merhameti barındıran eğitimcileriyle çok daha iyi yerlere gelecek.