-Apartmanın posta kutusunda Orman ve Su İşleri Bakanlığı resmi başlıklı zarfı duruyor. Bakanlıkla bizim ne işimiz olur. Dikkat etmedim. Günler sonra zarf yerinde duruyor. Üzerinde "ERTAÇOĞLU AİLESİ " yazıyor. Aldık okuduk mektupta Orman Su İşleri Bakanlığının şehrimizde ve ülke genelinde yaptıkları anlatılıyor. Sayın Cumhurbaşkanmızda içerisine mektup koymuşlar. Birde karaçam tohumu gönderilmiş. Devamı 2'de
-Onbeş seneyi geçkin sürede Ertaçoğlu ailesi hatırlanmamış seçimler öncesinde devletin imkanları kullanılarak resmen propaganda yapılmakta. Komşularla istişare ettik. Tepkiler benim düşündüğüm gibi. Herkes siyasi amaçlı değerlendiriliyor.
-Orman ve Su İşleri bakanlığının faaliyetleri, sonuç olarak hiçbir anlamda taşımıyor.
-Tokat şehir merkezi; nüfus esas alınmak üzere içme suyunu en çok damacana ile kullanan şehir. Tokat'ımızdan çıkan günlük damacanın sıcak paranın miktarını araştıran varmı?
-Tokat halkı kaynağından cazibeyle gelecek kireçsiz içme suyuna hasret.
-Onbeş sene önceki Tokat'ımızla bugünün resmine bakıldığında manın yeşilin nasıl yok edildiği, betonlaştırıldığı görülür.
-Ormanlara yeşil doğaya kurulan "HES"ler nehirleri dereleride yok ediyor. Yeşile kurulan maden ocakları, taş ocakları doğayı katlediyor. TV'lerde insanımızın coğrafyalarını korumak amaçlı nasıl bir mücadele gösterdiğitada.
-Yeşilırmak kenarları selvi söğütlerle dolu iken selvi'nin dalları yeşilırmağa sarkmış şahane bir görünüm arzederken bugün yeşil yok edilmiş. Irmağın kenarları betonlaştırılmıştır.
-Yeşilırmak Tokat'ımızdan geçerken yeşilken değil, beton duvarlar arasında akmakta.
-Buna karşın yapılan büyük masrafların karşılığı da hiç değildir, mektupla siyaset çok gerilerde kalan iptidai bir sistem.
-Herkes neyin ne olduğunu anlayacak niteliğe de sahip.
-Ertaçoğlu ailesini emsal verirsek mektup sonuçsuzdur.
-Aziz milletin vergileriyle toplanmış paralarını, keyfi gereksiz harcanması vebaldir günahtır.
-Mektuba harcanan paralarla ülkemize kalıcı faydalı doğru yatırımlar tercih edilmeliydi. Yaşananlartada.
Sevgi ve Saygılarımla.