Bugün, mesleğimin temelini oluşturan ilaçlar ve bunların kullanımıyla ilgili değil, halk arasında “kocakarı ilaçları” olarak bilinen yöntemlerin kökenine dair bir yazı kaleme almak istedim.
Güzel yurdumuz Türkiye, Batılılar tarafından 11. yüzyıldan itibaren bugünkü sınırlarımıza verilen bir isimdir.
Bu topraklar, birçok uygarlığı barındırmış, farklı etnik kökenlere yurt olmuş bir coğrafyadır. Tarih boyunca sayısız devletin kurulduğu ve yıkıldığı bu topraklar, jeopolitik önemi nedeniyle büyük medeniyetlerin beşiği olmuştur.
Çünkü her uygarlık ve devlet, yaşadığı topraklarda gerek maddi gerekse manevi veya folklorik izler bırakır.
Bu nedenle, bizler Türkiye Cumhuriyeti’nin bireylerii olarak batılı devletlerden daha batılıyız ve öyle kalmalıyız.
Değerli okuyucularım, Yazımın başında da belirttiğim gibi, bu yazıda koca karı ilaçlarının tarihçesine değinecek, geçmişten günümüze nasıl bir evrim geçirdiğini anlatacağım.
Bu topraklarda M.Ö. 2000’lerin başlarında kurulan Karya İmparatorluğu, tarih boyunca çeşitli değişimlere uğramış, başkent önce Milas (Mylasa), ardından M.Ö. 4. yüzyılda Kral Mausollos tarafından Halikarnas’a (Bodrum) taşınmıştır. Karya, çok tanrılı inanca sahip büyük bir uygarlık olarak, Menteşe Beyliği dönemine kadar varlığını sürdürmüştür. Günümüze kadar ulaşan doğal tedavi yöntemleri, bu kadim uygarlığın bir mirasıdır.
Efsaneye göre, Karya İmparatorluğu’nun içinde yer alan Knidos Krallığı’nın prensesi, bir tören sırasında zehirli bir yılan tarafından ısırılır. Krallıkta tıp bilimi o dönemde genellikle rahiplerin kontrolündeydi, genç prensese çare bulamayan rahipler, Kralın kızını iyileştiremezler. Tam ölümün eşiğindeyken, Simi Adası’ndan gelen bir balıkçı, denizlerde yaşayan bazı son derece zehirli balıkların sokmasına karşı geliştirdiği bir merhemi kıza sürer ve prenses iyileşir.
Bu olayın ardından, Knidos Kralı, rahiplere emir vererek, Karya ve Knidos çevresindeki tüm bitkilerin tedavi edici özelliklerini araştırmalarını ister. Böylece, bu bölge “Koca Karya” olarak anılmaya başlanır.
Knidos Krallığı’ndan doğan bu bilimsel ışık, Karya topraklarında bitkilerden ilaç yapımının temelini atmış olur.
Günümüzde de halk arasında kullanılan birçok bitkisel tedavi yöntemi, bu kadim geleneğin devamıdır. Karya İmparatorluğu’nun sınırları içinde gelişen bu doğal tedavi sistemi, bölgenin bitki örtüsü açısından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri olmasına rağmen, yeterli bilimsel ilgi görmemiştir.
M.Ö. 5. yüzyılda, bitkilerden elde edilen ürünlerle gerçekleştirilen tedavi yöntemine “Koca Karya” denmiş, bu ifade zamanla halk arasında “Kocakarı” ilaçları olarak anılmaya başlanmıştır.
Modern tıpta kullanılan birçok ilaç ve kozmetik ürün, doğada bulunan bitki ekstrelerinden elde edilmektedir. Ancak burada esas olan, bilimsel yöntemlerle ilaç üretiminin gerçekleştirilmesidir.
Binlerce yıllık birikimle gelişen halk tıbbı, modern bilimin ışığında yeniden değerlendirilmelidir.
Sevgi ve saygılarınla
Sağlıklı günler dilerim