E. Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz yazdı: "Peygamber Efendimizin övgüsüne mazhar olmuş, cennet mekân Fatih Sultan Mehmed Han, 9 yaşında hâfız olmuştur."
Ülkemizde hâfız yetiştirme konusunda özel bir gayret ve çaba olduğuna sevinerek şahit oluyoruz. Kur’an kurslarında, medreselerde, camilerde ve evlerde hâfız olmak için öğrenciler gayret sarf ederek bu ulvî görevi yapmanın mutluluğunu yaşıyorlar.
Kur’an’ı ezberlemek Müslümanlar üzerine farz-ı kifayedir. Yani bir beldede Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen hâfız bir kişi bile olmazsa, bütün belde halkı sorumludur.
Hâfız kelimesine nispet edilen “el-Hâfız”, Allahu Teâlâ’nın 99 güzel isminden biridir.
Hâfız, hıfzeden; koruyan demektir. Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberleyen kişiye hâfız denir.
Hâfızlık için elbette özel bir gayret, istek ve azim gereklidir. Bunun en güzel evresi de hiç şüphesiz genç dimağlardır. Gençlerin ezber kabiliyetleri ileri yaşlara göre daha çok olduğundan, daha rahat ve kolay bir şekilde icazet alınabiliyor.
Ülkemizde yıllık kaç hâfız icazet alıyor diye baktığımızda, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın yaptığı açıklamaya göre; “Türkiye genelinde yaklaşık 2 bin Kur’an kursunda 100 bin öğrenci hâfızlık yapıyor. Her yıl 15 ila 20 bin hâfız yetişiyor.” Bu sayı hiç de azımsanacak bir rakam değil. Allah razı olsun, bu konuda ülkemiz peygamber aşığı olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.
Hâfızlık (ezberleme) eğitimi, yani “hâfızlık süreci” yaklaşık 20 ay sürmektedir. Uzun, sabırlı ve disiplinli bir eğitim süreci ile öğrenciler bu kutsal ve ulvî görevi tamamlayarak icazetlerini almaktadırlar.
Dünyada en çok hâfız bulunan ülkelerin listesinin birinci sırasında, yedi milyon civarı hâfızıyla Pakistan yer alıyor. Listenin yedinci sırasında ise ülkemiz yer almakta olup, Türkiye'de toplamda iki yüz bin civarı belgeli hâfız bulunmaktadır.
Ülkemizde en çok hâfız, Rize İl Müftüsü’nün yaptığı açıklamaya göre, nüfusa oranla Türkiye'nin en çok hâfız yetiştiren illeri arasında birinci sırayı almıştır.
Peygamberimiz (a.s.m.) kendisine vahyolunan âyetleri ezberinde tutar ve daha sonra sahabilere okurdu. Kur’ân’ı hâfızasına nakşedip ilk muhafaza eden bizzat kendisidir, ilk hâfız odur.
İlk Türk hâfızı ise Hâfız-ı Şîrâzî (ö. 1390)’dir.
Peygamber Efendimizin övgüsüne mazhar olmuş, cennet mekân Fatih Sultan Mehmed Han, 9 yaşında hâfız olmuştur.
Dünyada Kur’an’ı en geç (!) Müslüman olarak üç yaş sekiz aylıkken ezberleyen kişi, Nijeryalı Rukkayatu Fatahu Ömer olmuştur.
Kur’an’ın ilk kadın hâfızı, Kur’an’ı ezberleyen ilk kadın; Halife Ömer bin Hattab’ın kızı ve Hz. Muhammed’in (a.s.) eşi olan Hafsa bint Ömer’dir.
Hâfızlıkla ilgili hadis-i şerifler mevcut olup bunlardan bazıları şöyledir:
Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: ‘Kim Kur’ân’ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse, Allah o kimseyi cennete koyar.’”
“Kur’an’ı okuyun, öğrenin ve hâfız olun. Zira Allah’ın aziz ve celîl kitabı olan Kur’an’ı okuyan, öğrenen ve hâfız olan kimseye cennetin ortasında bir köşk verilir.” (Tirmizî)
İmam-ı Gazâlî: “Hâfız olmak, Allah’ın kelâmını kalbine nakşetmektir.”
İmam-ı Âzam: “Hâfızlar, Allah’ın yeryüzündeki hazineleridir.”
Mevlânâ: “Hâfızlık, kalbe nur, ruha şifa, hayata berekettir.”
Hâfızlık; bir ömür boyu sürecek bir yolculuktur.
Allah’ın kelâmını kalbe nakşetme sanatıdır.
Bir şeref, bir lütuf, bir armağandır.
Hâfız:
- Kur’an’ın yürüyen mushafı,
- Allah’ın âyetlerini yaşayan insan,
- Ümmetin hâfızası, Kur’an’ın nurunu yayan yıldızdır.
Hâfızlığın mükâfatı, cennette ‘Cemâlullah’la şereflenmektir. Hâfızlar, mukaddes kitabı sadece dillerinde değil, gönüllerinde de taşırlar. Eskiden Kur’an-ı Kerim’e hürmeten hâfızların önünde bile yürümezlerdi. “Kur’an-ı Kerim’in önünde yürünmez.” derler ve saygı gösterirlerdi.
Bugün de hiç şüphesiz hâfızlar, biz Müslümanların gönlünde taht kurmuş ve apayrı bir değere sahip olarak saygı ve hürmetlerimize mazhar olmuşlardır.