Emekli Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz yazdı: “Neden hastaya bu çileler reva görülür?"
Hastaneye hasta olmaya mı, yoksa iyileşip şifa bulmaya mı gidilir? Ne yazık ki dostlar, artık hastaneye hasta olmaya gidilir hale geldi.
Yapılan düzenlemeye göre, rapora bağlı ilaçları aile hekimleri de yazabilecekti. Basına yansıyan duruma göre, mevzuat bu şekildeydi. Ancak gerçek durum pek de öyle değil.
Nöroloji, Beyin Cerrahisi, Fizik Tedavi, Deri ve Zührevi Hastalıklar, Ortopedi, Çocuk Sağlığı gibi özel uzmanlık dalı sayılan birçok branşta, raporlu da olsa ilaçların uzman hekim tarafından reçete edilmesi gerekiyor.
Tamam, rapor olsa bile özel uzmanlık dalında bu ilacı hastada istiyorsunuz, güzel de... Peki, bu dallarda hasta hekime ulaşabiliyor mu? Bunu sorgulayan var mı? Randevu almak neredeyse imkânsız. Kullandığım ilacı aile hekimi reçete etti. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın ilgili yönetmeliği gereği, ilacı eczacım veremedi. Uzmandan randevu alınamıyor. "Git rica et, hekime ilaç için geldim falan de, belki yazar" diye de eczacı çözüm önerdi.
Bunun üzerine Tokat Devlet Hastanesi'ne gidip Nöroloji polikliniğinin önünde, hastaların muayenelerinin bitmesini bekledim. Muayeneler bitince içeri girip, mahcup bir şekilde durumu hekime anlattım. Anlatmaz olaydım... Bir ton laf işittim: "Neden randevusuz geliyorsunuz? Size söylenmedi mi, randevusuz bakılmadığı? Neden laf anlamıyorsunuz? Hastam mısınız?" (Aşağılayarak) ve daha neler neler...
"Hocam, randevu alamıyoruz. Ne yapalım, söyleyin." demem üzerine bu defa "Şikayet edin kardeşim oraya buraya, randevu alamıyoruz diye!" diyerek söylenmeye devam edip beni başka bir adrese yönlendirmeye başladı. Israrım üzerine yanındaki hemşireye yaz talimatı verip odadan çıktı. Saat henüz 16.00, mesai bitmemiş, diğer bazı branşlarda muayene devam ediyordu.
Durum bundan ibaret. Şimdi soruyorum bu ilin siyasetçilerine, idarecilerine, hastane yöneticilerine: Hasta, hastaneye derdine çare arayıp iyileşmek için mi gidecek, yoksa evladı yaşında hekimlerden fırça mı yiyecek, daha beter mi olacak?
Gerekli tedbirleri alın; hasta, hekimine ulaşsın. Hekim de tüm mesai süresince hastasına baksın. Hekimlik olgunluğu ile empati kurarak davransın. Kendisine kolay gelen, karşısındakine zor olabiliyor. Bu kadar laf söylemek yerine ilacı yazıp hasta memnuniyetini sağlamak çok daha kolay. Devlet, bu imkân ve olanakları hekime zaten tahsis etmiş. Poliklinikler kimsenin keyfi uygulama ve egosunun tatbik yeri değildir.
Diğer taraftan, neden ilaç yazdıracak hastalara randevu kolaylığı sağlanmaz? Ya da düzenleme yapılarak, raporlu ilaçlar bitince eczaneden alınamaz mı veya aile hekimleri bunları yazamaz mı? Bunun mantığı nedir? Neden hastaya bu çileler reva görülür?
Ayrıca hastanede önemli branşlarda yeteri kadar hekim bulunmaz. Hastanede heyet, zaten bir hekimi başlı başına meşgul ediyor. Olur olmaz her şeyi heyete yönlendirmek ne kadar doğru, o da ayrı bir konu.
Daha önce de bu köşemde bu konuyu birkaç defa yazarak gündeme getirmeme rağmen, ne yazık ki değişen bir şey olmadı. Sanırım yetkililerin böyle bir derdi yok. Gariban vatandaş ne yaparsa yapsın modunda herkes.
Hani bir atasözü var ya: "Keser döner, sap döner; gün gelir hesap döner." İşte o gün, bunları hastalara reva görenler durumu daha iyi anlar. Ama o günler gelmeden anlayıp dertlere çare olsalar, daha iyi olmaz mı?
Bizden söylemesi.