Bugün 10 Ocak çalışan gazeteciler günü. Bazı günler vardır adet yerine gelsin kabilinden. Günümüz şartlarında gazetecilerin gününü kutlamak da böyle bir şey.
-Bütün yaşanan yaşatılanlara rağmen gazetecilerimizin günlerini kutluyorum.
-Bir ülkede bir önceki Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir konudaki düşüncesine tahammül edilemiyorsa, gazete zaten gazete gibi olamaz, olması da beklenemez.
-Bu anlamlı günler, gerçek demokrasilerde; adaletinde adalet gibi uygulanabildiği yönetimlerde olabilir.
-Geçen Pazar günü KKTC'de seçimler yapıldı. TV'ler seçim haberini verirken kullanılan oy pusulaları hakkında bilgilendirmeler yaptılar.
-Öğrenmemiz, ders almamız gereken hususlar vardı.
-Oy pusulalarında partilerin ismi ve logosu altında seçilecek milletvekili sayısının iki katı kadar milletvekili adayının ismi yazılıydı.
-Seçmen isteği adayı milletvekili adayım diye işaretleyebiliyordu.
-"Egemenlik kayıtsız milletindir" öyleyse, milletvekillerini, Belediye başkanlarını seçmenin kendisi tespit edip seçecektir.
-KKTC yöneticilerini yürekten kutluyorum. Anavatandan önce demokrasiyi kendilerine layık görmüşler. Kendilerini temsil edecek olanları kendileri belirliyor. Seçebiliyor. Benim vekilim, başkanım diyebiliyor.
-Bizde ise Sayın genel Başkanlar padişahlar, krallar, benzeri; yönetimi kendilerine uygun görenlerde ise milletvekilinizi ben tespit ederim.
-"Belediye Başkanı adayınızı da ben belirlerim" sizler de istemeseniz bile, tıpış tıpış gider oy verirsiniz şeklindedir.
-Millete, seçmene güven yoktur. Önemli olan kendi bekaları, koltuklarının korunması, eleştiriciye maruz kalmamalarıdır. Lider sultasıdır.
-Bu düşüncede demokrasi değildir.
-K.K.T.C.'den örnek alınmalı, millete güven duyulmalıdır.