Sevgili dostum, Değer, bir şey ve insanın taşıdığı yüksek manevi  özellik demek. Yani “özgelişim insana değer katar” dediğimiz zaman “özgelişim içinde olan insan kendisine ve anladıkları takdirde  çevresine de değer katar demek  istiyıoruz. 

Sevgili dostum,
Burada  “İnsan kendi değerini anlamaz ve  kendine önem vermezse kimse de  ona değer vermez, güvenmez”  önermesini, önce insanın  bilinçli olarak kendine değer vermesi, anlaması ve insanlara faydalı olması yönünde geliştirmesi yönünde adım atarak  boş ve faydasız eleştirilere de kulak asmadan yoluna devam etmesi olarak algılıyoruz. İnsanın değerini çoğunluk anlamasa da anlayanlar olduğu müddetçe kişi “iyi ki dostum var” diyebilmeli.. Ben seni düşününce bunları hep kendime söylüyorum zaten.
Sevgili dostum,
İnsanın kendine değer vermesine, değer kavramını bilmeyen ve anlamayan, özür dilemesini ve teşekkür etmesini bilmeyen insan anlayamaz tabii ki. Özür dilemesini ve teşekkür etmesini bilmeyen insan cehalet ve  kibir içinde olan insandır.
Sevgili dostum,
“Bilinçli farkındalık” içinde olan insan  kendini değer görüp, boş söz ve davranışlardan  uzak kalınca  kendi değerini daha güzel anlar. Başkalarına kulak asmadan,  kendini daha çok geliştirmeye bakar. İnsan bu aşamadan sonra  yalnızken de sanki kalabalıklar içinde  faydalı oluyor gibi kendini mutlu ve değerli hisseder. Çünkü  yalnızken güzel düşünmenin ve  hatalarını düşünerek  onları nasıl   düzelteceğinin muhasebesini yaparak bile mutlu olur.
Sevgili dostum,
“Damdan düşenin halini damdan düşen anlar” demişler. Okumayan, öğrenmeyen insan tabii ki okuyana, araştırana değer vermeyecek  ve onunla alay etmeye bakacaktır. Bunu da marifet sanacaktır. O yüzden  insan onlara bakmak yerine kendisi ile yarış ve  muhabbet halinde yani tefekkür içinde olunca  değerine değer katar  sanırım. Özgelişim içinde olan insan bunun farkına varır. Her sözden sorumluyuz. O yüzden boş sözlere gönlümüzde , kulağımızda, boş konuşulan ortamlarda gözümüzde olmamalı. 
Sevgil dostum,
Ben her zaman sana gereken değeri verdiğimi düşünüyorum. Bunu da senin bana verdiğin sevgi ve değerden anlıyorum. Hani derler ya  “sana nasıl davranmalarını istersen sende başkalarına öyle davran” ya da “sana yapılmasını istemediğini sen de başkalarına asla yapma” diye. Değer vermekte işte böyle bir şey. Hem insanın kendisine, hem çevresine değer vermesinde de geçerli olan  şey bu.
Sevgili dostum,
Başkaları gerçek manada bizi anlamaya gayret etmezse  bizim değerimizi gerçek manada da anlayamaz. O yüzden başkaları bize değer versin beklentimiz de çok zaman boşa çıkacaktır. Çünkü insanlar hep onlara değer vermemizi bekler ama  bize değer vermezler ama sıkılınca değer verdiğini söylerler ama  beden dilleri bunu onaylamaz. Bizde kabullenemeyince  tek seçenek kalır  onlara “ya suçlamak ya da küsmek ya da kin bselemek” Bu bize saçma gelse de onlara anlamlı gelebilir. Çok insan kendi yalanlarına kendilerini inandırmak isterler ve bizim de inanmamızı beklerler...
Sevgili dostum,
Üniversitelerde “ Değerler Eğitimi” diye bir ders var. Bazen  “şehrin Değeri” olarak bu derslere beni de davet ederler. “Her İnsan Bir değerdir”  diye söze başlayarak   insanın kutsallığını  ve söz ile davranışları ile değersizleşmesini ya da değer  katmasını anlatırm. Yani insanı değerli yapan  da değersiz yapan da söz ve davranışlarıdır. O yüzden güzel konuşmadığımızda da  güzel davranmadığımızda da  değersizleşiyoruz.. Değer insanda gizli yani. Gizli bir hazine. Davranış ve sözler de . Sözü ve davranışı güzel olan insan zengin olan insandır. 
Sevgii dostum,
Tahsili ne olursa olsun, mevki ve makamı ne olursa olsun sözünde durmayanı ve  sözü ve özü ile bize değer katmayan insanlar ile aramızda mesafe koyar ve   öyle davranırsak kendimize değer vermiş oluruz. Varsın tüm dünya değer vermesin. Kendimize saygımızı yitirirsek bunun sıkıntısını gene biz çekeriz. Bize  ve verdiğimiz eserlerimize, aile fertlerimize kendl aile fertleri gibi kendi eserleri gibi değer vermeyene biz  aşırı değer verirsek değersizleşen biz mi oluruz?  Bize değer vermediğini zanneden mi? Değer vermeyen insanda değersizdir.
Sevgili dostum,
İşte özgelişimin bize  öğrettiği şeylerdir “değer” kavramı. İnsanı yücelten  vücut sağlamlığı ya da emanet olan servet ve makamlar değil, insan olmamızın gereğini  değer vererek yerine getirmemizdir. Bu anlattıklarımızdan  ders çıkararak  öğrenen insan  özgelişim ile kendine değer katan insandır.
Sevgili dostum,
Özgelişimimiz  aslında  gelecek nesillerimizin de özgelişimi olacak. Nasıl ki dedelerimizin eğitimi, davranışları  ve değerleri önce baba ve annelerimize, sonra bize artı değer katmışsa, bizim  eğitimimiz ve  sözlerimizle davranışlarımızda  önce kendi çocuklarımzıa sonra da akrabalar başta olmak üzere  değerimizi anlayan  çocuklara  değer katacaktır. Çocukların saf sevgilerinde her zaman bunları görüyorum.
Sevgili dostum,
Her mektup da aslında değere değer katan değerlerimizdendir. Tabii okuyup anlayana ve  yaşayana, okutana. Biliyorsun ki sana  ayrı bir değer veririm. Sen de bana aynısını verirsin. Gücü senden  çok fazla olan bizi baştan savan ama sıkışınca  “baş tacımız” diyen insanlardan değilsin çünkü. Öyle insan olmaktan da  zaten korkarsın. Senin işin özgelişim içinde olarak  insana hak ettiği ve değeri olan değeri vermendir.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Bir mektubun daha sonuna gelirken aslında yazmanın da ne kadar  bir değer ve nimet olduğunu anlıyoruz.  Eli kalem tutup da  dostlarına mektup yazmaya üşenen değer katamayan insanlara  gülümsüyorum. Ne kadar değerli olduklarını bilemediklerinden okuma yazma bilip de mektuplar ile dostlarını sevindiremedikleri için hayıflanırlar mı  bilemediğimden gülümserim. Sen özgelişim içinde değerine değer katan dostsun ve öyle kalacaksın. Senin gibi değer bilen dostlara  değer yüklü sevgiler sunuyorum. İyi ki varsın ve dostumsun. Ölene kadar gururumsun.