“Bugün bu ülkenin en önemli sorunu nedir?” derseniz, hepsinin önüne “muhalefet eksikliği”ni koyarım. Öyle bir eksiklik ki bu, şartlar ne kadar muhalefet olarak sizin lehinize olursa olsun, siz ne yapıyor ediyor, lehinize olan o şartları bir anda aleyhinize döndürebiliyorsunuz! Üstelik bunu rakipleriniz değil de siz, kendiniz, muhalefet olarak kendi kendinize yapıyorsunuz.

“Un var, yağ var, ama helvayı karacak un yok” misali hem helvayı karamıyor, hem de partinizi iktidara taşıyamıyorsunuz. Hemen her seçimde “çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş” sözünden başka bir söz akıllarda kalmıyor, sürekli kendi içinizdeki kavgalarla gündeme geliyorsunuz. Kazandığınız tek seçim var, o da kurultaylardaki genel başkanlık seçiminiz.
Ekonomisi tıkanmış; sınıflar arasındaki makas açılmış, zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu bir sistemle ülkenin yüzde 70’i kalan yüzde 30’u için çalışır vaziyete gelmiş, esnafı bitmiş, köylüsü tükenmiş, memuru-asgari ücretlisi ve emeklisi yok olmuş bir ülkede, “başarı” nedir görmemiş bir muhalefet olarak bu ülkenin insanlarına daha ne verebilirsiniz, hiç düşündünüz mü? 
Son 20 yıldır seçmen sayısı arttığı halde oyunu yüzde 25’e sabitlemiş bir parti olarak, kurultay hesabı için yorduğunuz kafanızı biraz da oylarınızı yükseltmek için zorlasaydınız, tüm bunlar yaşanmayacak, halk kendisini bu kadar çaresiz hissetmeyecekti belki de.
Ama olanlar oldu, atı alanlar çoktan Üsküdar’ı geçti elbette. O zaman şimdi “yeni şeyler söylemek lazım” ise söyleyenlere kulak verelim mi? Mesela Dr. Bilal Durmaz geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen CHP Tokat İl Kongresi’nde –rahmetli Cemal Abi’nin deyimiyle- kürsüden “dran daran” konuştu. Bilal Hoca konuşmasında 2002 yılından bu yana CHP’nin Tokat’ta aldığı seçim sonuçlarını hatırlatarak, Cumhuriyet tarihinde bir “ilk” yaşandığını belirtti ve bu yıl yapılan seçimde partilerinin üçüncü olarak çıktığını söyledi. Dr. Bilal Durmaz konuşmasında bakın başka neler söyledi:
“Şimdi burada ben de dahil olmak üzere hepimizin bir sorumluluğu yok mu? Genel merkezden başlamak üzere etap etap her birimizin ayrı bir sorumluluğu var. CHP’ye emek veren insanların, il ve ilçe örgütlerinin hiçbir önemi yok mu? Hadi ondan vazgeçtik, yüzlerce yönetici ve danışman var partimizde; iyi veya kötü bir analiz ya da sentez araştırma yapacak, partimizde saha araştırması yapacak insan yok mu? Özgür Özel’e başarılar diliyorum. (…) Niye seçimlerden önce yenileşmeyi başlatmadınız?”
Eski İl Genel Meclisi Üyesi Dursun Aytaç’ın konuşması ise daha enteresandı. İçeriğinde kendisiyle ilgili bir iddia yüzünden Kınık’tan aday gösterilmediği, ama bu iddiayı mevcut milletvekilinin ispatlayamadığı vardı. Aytaç, “İspatla bir daha siyaset yapmayacağım, ispatlayamazsam istifa edecek misin?” diye sordu milletvekiline. Ama milletvekili konuşmasında “burası yeri değil” dedi ve geçiştirdi, diğer bütün eleştirileri yok saydığı gibi.
Milyonluk devasa il bütçesiyle son seçimlerde Cumhuriyet tarihi boyunca en büyük başarısızlığı yaşayan Tokat CHP, bakalım bundan sonra nasıl bir yol izleyecek? Ya da daha önemlisi CHP Genel Merkezi Türkiye’nin ihtiyacı olan “muhalefet” örneğini bundan sonra gösterip, iktidar alternatifi olduğunu halka inandırabilecek mi? 
Derin ayrışmaların, ekonomik krizlerin ve büyük toplumsal kırılmaların alttan alta yaşandığı Türkiye’de Atatürk’ün kurduğu parti, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyette iktidara gelebilecek mi bunu hep birlikte göreceğiz.
Bu vesile ile il başkanlığına seçilen Çağdaş Kurtgöz kardeşimi de tebrik ediyorum. Umarım ve dilerim ki Tokat CHP olarak yaşadıkları son seçim yenilgisi bir daha tekrarlanmaz ve CHP, kendini “halkla buluşturarak” iktidar alternatifi olduğunu gösterebilir.