
26 Kasım 2025 Çarşamba günü son derece ‘özel’ bir etkinliğe katıldım. Müsamereye dayalı, standart ölçülerde hazırlanan, rutin, kalıplaşmış ve sadece etkinlik yapmak adına gerçekleştirilen programlara prensip gereği katılmıyorum. Ama söz konusu ‘özel’ programın ana unsurunun Salih Zengin Öğretmenim olduğunu öğrenince kanatlanarak gittim etkinliğe.
Eğitimde “Salih Zengin Ekolü” olarak adlandırılan, temelinde vatan sevgisinin yer aldığı eğitim anlayışının simge ismi öğretmenimizin, “Gönüle Dokunan İz Bırakanlar – 24 Kasım Öğretmenler Günü Öğretmen-Öğrenci Buluşması” programında onur konuğu olması hepimizi sevindirdi. Benim de bir dönem okuduğum Gaziosmanpaşa Lisesi’nde Fahriye Arat Kız İmam Hatip Lisesi imzasıyla hazırlanan program gerçekten ‘inceliklerle’ doluydu. Bu vesileyle, Fahriye Arat Kız İmam Hatip Lisesi Müdürü kıymetli dost Cihan Öztürk Hocama, kıymetli öğretmenlerimize ve biricik öğrencilerine, böylesine müstesna bir programa attıkları imza için bir kez daha teşekkür ediyorum.
Öğrencisi olmakla gurur duyduğum Salih Zengin Öğretmenim için kürsüden birkaç kelime konuşma fırsatı da buldum. Yaklaşık 30 yıldır siyaset ve gazetecilik yapan, kalabalıklar karşısında çok heyecanlı konuşmalar gerçekleştiren şahsımın neredeyse nutkumun tutulduğuna şahit oldum. Kelimeleri bir araya getiremedim heyecandan. Kaldı ki konuşurken heyecan nedir bilmezdim bu vakte kadar. Demek ki öğretmenimin yanında konuşabilmek de ayrı bir meziyet gerektirirmiş... Yine de dilim döndüğünce meramımı anlatmak istedim.
O gün orada heyecanımdan söyleyemediklerimi bugün köşe yazımda kaleme alayım istedim. Evet Salih Zengin’i anlatmak bir köşe yazısının sınırlarına da sığacak gibi değildir; çünkü Atatürk Ortaokulu’ndaki destansı eğitimciliği tüm şehre, hatta bütün ülkeye örnek olacak kalitede bir başarı öyküsüne sahiptir. Salih Zengin’in idareciliğindeki disiplinin, temelinde insan sevgisinin yer aldığı bir yönetim anlayışıyla birleşerek nice büyük başarıları beraberinde getirdiğini gördü bu şehir. O dönemin koşullarında Atatürk Ortaokulu bir markaydı. O zor şartlarda okula ek bina yaptırması bile başlı başına bir başarı hikayesidir. İmece usulüyle, devlet-millet iş birliğini tesis ederek modern bir ek binayı okula, dolaysıyla şehrimize kazandırmıştı. Elbette şimdi, yanlış kararlar doğrultusunda okulumuzun yerinden yeller esse de Salih Zengin’in vizyonunu anlamak için o binalara verilen emeğin görülmesi gerektiğini, herkesin bilmesi gerekir.
Hocamı programda dinlerken, okulun kapandığı her Cuma günü çıkışında yaptığı uzun konuşmaları hatırladım… Bir ağabey, baba, ata gibi konuştuğu, uyardığı, düzgün ve dürüst insan olabilmemiz adına çokça nasihatler ettiği o konuşmaların tınısı hala kulaklarımdadır. Merhameti ve adaletiyle öğrencilerini evladı gibi gören Salih Zengin Öğretmenimizi gördüğümüzdeki heyecanı ortaokul yıllarındaki gibi bugün hâlâ taşıyorsak, bunun nedenleri vardır.
Çünkü Salih Zengin bize milli bir duruşa sahip olmayı, vatanseverliği, Türklüğü, manevi değerlere bağlılığı, güzel ahlakı; kısaca “güzel insan olmayı” öğretmiştir. 14 Ekim 2022’de yayımladığım bir köşe yazımda, “Türk Milliyetçiliğini okul sıralarında bize öğreten, maneviyatı ve adamlığıyla herkese örnek olan Salih Zengin” ifadesini kullanmıştım. İşin özü-özeti işte bu cümlede saklıdır.
Maarif davasının simge öğretmeni merhum Nureddin Topçu, “Kırk yıl boyunca öğretmenlik yaptım, derse, mabede girer gibi girdim.” demişti. Biliyoruz ki Salih Zengin Öğretmenimiz için de bu söz geçerliydi. Bugün gelinen noktada bıraktığı manevi miras bu sözümüzü doğruluyor.
Maarif davamızın yaşayan çınarı Salih Zengin Öğretmenimize sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Bize kattığı değerler yolumuzu aydınlatmaya devam edecek, ışığımız hiç sönmeyecek…