Dr. Mete Bayburtlu yazdı: “Önümüzdeki ayların Türk futbolu açısından büyük sancılar getireceğini görüyorum.”
Bizler Tokat’ta yeni stadyumun ne zaman yapılacağı, üniversite stadının ne zaman hazır olacağı konularını tartışırken, iki hafta önce Futbol Federasyonu’nun BAHİS olayını gündeme getirmesi adeta futbola yıldırım isabet etmesine neden oldu. Geçen günlerde açıklanan futbolcu cezaları sonrasında pek çok futbol takımının ikinci ve üçüncü ligde yaptığı bütün hesaplar berhava oldu. Henüz teknik ekiplerin, yöneticilerin ve diğer futbol bileşenlerinin bahis olayına ne ölçüde karıştıkları belli değil. Adeta buz dağının görünen yüzü gibi futbolun karanlık yönleri bir miktar açığa çıkmış oldu. Her takımda en az 8 ila 10 futbolcu değişik sürelerde hak mahrumiyeti cezası alırken bazı takımların sahaya kadro çıkarmaya mecalleri kalmadı. Türk futboluna adeta bir kanser gibi yapışan futbolun bu karanlık yüzü, biz futbol severleri de isyan ettirdi. Siz taraftar olarak sahada “oynayan kazansın” düşüncesiyle hareket ederken bazı mahfillerin ve futbolcuların önemli bir kesiminin balçık tarlasına bulandığı anlaşılıyor. Kamuoyunda bazıları “zamanı mıydı” sorusunu soruyor. Peki federasyon ne yapsaydı, bu illegal işlere yol mu verseydi? Biz federasyonun tavrını destekliyor ancak bundan sonraki süreçte ikinci ve üçüncü lig maçlarının oynatılmasının mümkün olamayacağını düşünüyoruz. Federasyon her ne kadar maçları başlatmak niyetinde olsa da bundan sonra alınacak bütün sonuçlar şaibeli, tartışmalı, futbolda kaotik bir ortamın ortaya çıkmasına sebep olabilecek bir durum arz etmektedir. Takımlar alt yapıdan oyuncularla kadrolarını tamamlasalar bile futbol kalitesi düşecek, kaotik bir ortam doğacak, seyirci futboldan soğuyacaktır. “Efendim futbolcu alacakları ne olacak” sorusu soranlara, “şaibeye karışan futbol bileşenleri bu seneki paralarını sineye çekecek” cevabını verebiliriz. En önemlisi ise futbol seyircisinin futboldan soğuması olacaktır.
BAHİS TÜRK FUTBOLUNUN PANDEMİSİDİR
Nasıl pandemi döneminde spor ve futbol büyük bir krize girdiyse, BAHİS olayı da adeta pandemi etkisi yapan büyük bir depremdir. Futbolda ahlaki değerlerin bu kadar ufalanması kabul edilebilir bir ortam değildir. “Efendim kendi maçıma oynamadım” lafları lafügüzaftır. Tamam kendi maçına bahis oynamadın ama aynı grupta başka takıma bahis oynadın, devre arasında o takıma transfer oldun. Olayı neresinden ele alırsak alalım maalesef büyük bir ahlaki çöküntü ile karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir. Türk futbolu büyük bir darbe almış; şaibeler, skorlar, şampiyonluk ve ligden düşmeler tartışılır hale gelmiştir ve gelecektir. Biz burada ikinci ve üçüncü liglere en az bir sene ara verilmesi gerektiğini savunuyor, tarlanın nadasa bırakılması gibi futbola en az 2025-2026 sezonunda ara verilmesi gerektiğini savunuyoruz. Maçlar oynanmaya başlandıktan sonra zaten ortaya çıkacak tartışmalar muhtemelen bizi haklı çıkaracaktır. Bu arada 29 Kasım 2025 tarihinde oynanması muhtemel Tokat Belediye Spor-Pazar Spor maçında Tokat’a başarılar dilerken, yeni üniversite stadının da bu maçla hizmete girmesi beklenmektedir. Tokat Belediye Spor ’un 10 kadar futbolcusu hak mahrumiyeti cezası alırken, kadronun nasıl oluşturulacağını hep beraber göreceğiz. Keza ikinci ligde mücadele eden Erbaa Spor ’da ise 15 kadar futbolcu hak mahrumiyeti cezası almıştır. Erbaa’nın da işi kolay değildir. BAL ligindeki temsilcimiz Turhal Spor ise son maçta Sorgun’u zor da olsa yenerek ligde beşinci sıraya yükselmiştir. Önümüzdeki ayların Türk futbolu açısından büyük sancılar getireceğini görüyor, BAHİS olayıyla ortaya çıkan ilkesizlik ve olmayan etik değerlerin bizi sürükleyeceği olumsuz sonuçlardan endişe ediyoruz. Maalesef kaybeden Türk futbolu olacaktır. Yanılmış olmayı içtenlikle diliyorum.
Dr. Mete BAYBURTLU