​​​​Salih Ertaçoğlu yazdı

Saygıdeğer okuyucularımla birkaç kez paylaştım. Yakın tarihimizi, yaşananları, yaşatılanları genç neslin bilmesi için önemli gördüğüm konuyu bugün de paylaşıyorum.

Yakın tarihimizin darbelerinden 27 MAYIS 1960 darbesi sonrasıdır. Darbeyi yapanlar, yıktıkları iktidar mensuplarını yargılamak üzere “Yüksek Adalet Divanı” adı altında bir mahkeme kurdular. Mahkeme Başkanı “Salim BAŞOL”, mahkeme başsavcısı da “Altay Ömer EGESEL”dir.

O dönemlerde TV yok. Radyo çok kısıtlı. TRT haberleri mahkemede yaşananları günü güne anlatılıyor.

Sanıkların çeşitli itirazları üzerine, verecek cevap bulamayan Mahkeme Başkanının “Ben ne yapayım, sizi BURAYA TIKAN KUVVET BÖYLE İSTİYOR” açıklamasını kendi sesinden defalarca duymuştum. Adı adaletti mahkemenin. Silahların gölgesinde talimatla görev yapan bir şartlanmış mahkemeydi. Sonuçta darbeciler amaçlarına ulaştılar. Başbakan Adnan Menderes ile Hariciye Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildiler.

Günümüzde siyaset kurumunun bütün gücüyle yargıyı yönlendirmeye çalıştığı görülüyor.

Anayasaya, kendi koydukları kurula bugün karşı çıkmaları çok düşündürücü. Anayasa Mahkemesi kararlarının herkesi bağladığı kesin hükümken bu karara uymayan yargıçların sonradan nasıl terfi ettirildikleri de unutulmamıştır.

Hukuk gukuk yapılırsa, keyfilik dönemi başlar.

Devletin temeli hukuk esasına dayanmalıdır.

Keyfiliğin içinde, yapılan yanlışların üzerlerinin örtülmesi, hesap vermekten kaçınmanın nedenleri de yatar.

Gençler bunları bilme ki geleceğimiz güvende olsun.

Sevgi ve saygılarımla…