Günlerdir Anayasanın değiştirilecek maddeleri ile yatıp kalkıyoruz.

İçimiz, dışımız 18 madde ile dolup taştı.

Koltuklarımıza yaslanıp. Meclis’deki kavgaların gönül rahatsızlığı ile izliyoruz.

Gerçi ufak, tefek yaralanmalar yeni yeni başlıyor. İlerleyen günlerde neler olur kestirmek pek mümkün gözükmüyor.

İnşallah kavga, gürültü ve yaralanmalar son bulur diye ümitle bekliyoruz.

Seçip gönderdiğimiz vekiller böyle bir birine girerse, asiller neler yapar hatırlamak bile istemiyorum.

Anayasalar değişebilir , sistemler değişebilir. Yeniden yapılandırılabilir.

Bur da esas olan toplumsal uzlaşma ve mutabakatıdır.

Bizim esas sıkıntımızda burada başlıyor.

Yasaları değiştireceğiz derken, kendimizi , kişiliğimizi değiştiriyoruz neredeyse.

Ne derdimizi meramımızı anlatabiliyoruz.

Ne anlatılanı anlayabiliyoruz.

Ne de bu nedenlerden ötürü anlaşabiliyoruz.

Yani kısaca 3 A’yı kavrayamıyoruz.

Halbuki bütün medeni ülkeler 3 A ile anlaşabiliyorlar. 3 A nedir diye soracak olursanız, hemen anlatayım.

1- Anlatabilmek

2- Anlatılanı anlayabilmek

3- Anlaşabilmek

Dilerim ki bizlerde en kısa zamanda 3 A’ya geçeriz. Anayasalar her zaman değişebilir, fakat ilahi yasa asla.

Çünkü onun sahibi , Yüce Yaradanımız.

İlahi yasa bizlere ne emrediyor.

Haram ve günah işlemememizi .

Yalan konuşmamamızı .

Kalb ve gönül kırmamamızı . Gıybet, dedikodu ve iftiradan kaçınmamızı .

Kul hakkı ile, huzuru ilahiye gitmememizi yaratılan her şeye merhamet etmemizi. Dünyanın fani, ahiret’in baki olduğunu unutmamamızı .

İnsanın, insandan sadece takva ile üstün olduğunu.

Kulun sadece itaat edeceğini , isyan etmeyeceğini .

Bu konuları hepiniz çok iyi bildiğinizden daha fazla ayrıntıya girmeyeceğim.

Demek istediğim şu, iki günlük yalan dünya için , birbirimizin gözünü oymaya hiç gerek yok.

Anayasa ‘da değişir babayasa’da değişir.

Mühim olan, ilahi yasa ya göre yaşayıp yaşamadığımızdır.