Emine Şeyma Usta titiz bir çalışmayla hazırlayıp yayımladığı “Atatürk’ün Hazırlattığı Türkçe Hutbeler” (Emine Şeyma Usta, Hoşgörü Yayınları. 2010) adlı kitabında, yüzyıla yakın bir süredir din üzerinden itibarsızlaştırılmaya çalışılan Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat kendisinin hazırlattığı hutbeleri gün ışığına çıkartarak, büyük bir işe imza atmış. Usta kitabında, 1927 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’na atanan Rıfat Börekçi’nin Mustafa Kemal’in saygı duyduğu bir din adamı olduğunu belirtiyor.
Kitapta, Rıfat Börekçi ile sık sık müzakere eden Mustafa Kemal Paşa’nın, “Hocam, camilerde okunan hutbelerden milletimiz tam olarak aydınlanıyor mu? Senden istediğim, ayetlere dayanan bir hutbe kitabının hazırlanması. Çünkü bizim dilimiz Türkçedir. Okunan hutbelerde siz daha iyi bilirsiniz ki Arapça aktarılmaktadır. Milletimiz bu yüce İslam dinini çok iyi anlamamaktadır. İyi anlaşılması için açık bir Türkçe ile vatandaşımıza seslenilmesini istiyorum. Bu büyük milletin diniyle, kültürüyle daha iyi büyüyeceğine inanıyorum. Yalnız dinimiz bilginin ışığında, müspet ilimler yolunda ele alınmazsa vatanımız ve milletimiz için bir felakettir” sözleri üzerine, hutbelerin hazırlanmasına karar verildiği vurgulanıyor.
Hutbeler Türkçe diliyle hazırlanıp minberlerde okunurken, diğer taraftan da 1924 ile 1938 yılları arasında Kur’an tefsiri ve meali olarak 9 büyük eser yayımlanmış; dönemin önde gelen din âlimlerine hazırlattırılan ve çok titiz çalışmaların ürünü olan bu eserlerin tamamı, bugün de en önemli kaynaklar arasında yerini almıştır. “İslam dininin doğru anlaşılması ve yaşanması için” sürdürülen bu çalışmaların tamamında, “din adına yapılan yanlış yorumları engellemek” amacı açıkça görülmektedir.
Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat hazırlattığı hutbeler de toplumsal meselelerin dini çözümleri ve ahlaki değerlerimizin yaşatılması hedeflenirken, hutbeler şu başlıklardan oluşuyor:
“Çalışkanlık”, “Vatan Müdafaası”, “Tayyare Cemiyeti’ne Yardım”, “Temizlik”, “Sağlığın Başı Temizlik”, “İman, Amel”, “Mü’min Kamil”, “Namazın Geçerli Hikmeti”, “Namaz ve Hikmeti”, “Peygamber Efendimizin Ahlakı”, “Anaya, Babaya İtaat”, “Anaya, Babaya Hürmet”, “Evlenmek, Evlat Yetiştirmek”, “Herkes Kazancına Bağlıdır”, “İslam Dininde Çalışmanın Kıymeti”, “Gayret ve Çalışma”, “Ticaret”, “Sanat”, “Ziraat”, “İnsanlara Hürmet ve Yardım”, “Öksüzlere Yardım”, “Öksüzleri Himaye Etmek”, “Allah’ın, Peygamber’in Hayat Verecek Emirleri”, “Allah’ı Sevmek, Peygamber’e İtaat Etmek”, “Ramazan-ı Şerif Ve Oruç”, “Oruç ve Önemi”, “Kötü Huylardan Sakındırma”, “Kötü Niyet, Merak ve Gıybet”, “Alay, Kötü Söz, Kötü Lakap”, “Eksik Ölçenler, Yanlış Tartanlar”, “Dünya ve Ahiret İçin Çalışmak, Fesat Çıkarmamak”, “İkiyüzlülük ve Kıskançlık”, “Allah’tan Korkmak, İnsanlarla Hoş Geçinmek”, “Emanete Saygı”, “İçkinin Fenalığı”, “İçkinin Toplumsal Zararları”, “Kumarın Fenalığı”, “Hekim, İlaç, Hastalık”, “Herkes Yaptığının Cezasını Bulacak”, “Kardeşlik, Dargınlık”, “Tevazu, Kibir”, “Mevlid”, “Miraç”, “Kadir Gecesi”, “Ramazan Bayramı”, “Kurban Bayramı”, “Ramazan Bayramı Haftası”, “Askerliğin Şerefi”.
Bugün camilerde anlatılmasını özlediğimiz konu başlıklarını 1924-1938 yılları arasında minberlerden halka ulaştıran Gazi Paşa, ömrü boyunca İslam’ın doğru ve düzgün bir Türkçe ile anlatılmasını arzuladı. Paşa’nın İslam dünyasına hizmetleri tartışmasız bir gerçek iken bugün hâlâ farklı ideolojik pencerelerden gereksiz tartışmaların yaşanması ise ayrı bir nezaketsizlik ve vefasızlık örneği…
Mustafa Kemal Paşa vefat ettiğinde Hindistan İslam Birliği Başkanı olan ve daha sonra da Pakistan Devleti’nin kuruculuğunu yapan Muhammed Ali Cinnah, “O’nun şahsında yalnız İslam Âlemi değil, bütün dünya en büyük insanlardan birini kaybetti” diyerek bir hakkı teslim etmiştir.
Gazi Paşa’nın hazırlattığı ve bugünlere ışık tutan o hutbelerdeki mesajların doğru anlaşılması umuduyla…
(Gazeteci yazar Hüseyin Alpay’ın bu köşe yazısı ilk olarak 31 Aralık 2018’de yayımlanmıştır.)