Koronavirüs salgını canlarımızı almaya devam ediyor. Açıklanan verilere göre Pazar günü için kaybımız 185 vatandaşımız. Virüse yakalananların sayısı ise 42 bin olmuş. Ağır hasta sayısı artıyor.

Özellikle İngiliz virüsü daha hızlı yayılmakta.

Maske, mesafe, la be leb parti kongreleriyle oldu hikaye.

Vefat sayımız 32 bini geçmiş. Sayının birileri için hiçbir önemi olmayabilir. Acıyı kaybedenler çekiyor.

Alınan tedbirler adeta dış sahada antrenman yapılır gibi. Sorunu kökünden frenleyecek düzenlemeler yapılmıyor.

Cumartesi - Pazar kapalı, hafta içinin günlerinde virüs tatile mi çıkıyor? Göstermelik düzenlemeler can kayıplarının da artmasına neden oluyor. Canın şakası yoktur.

Siyasi irade sorumluluğu Bilim Kurulu'na atıyor. Sorumluluk almak istemiyor. Gerçekte Bilim Kurulu önerilerine siyaset kurumu uymuyor. Uymak işine gelmiyor.

Yurt dışından gelenleri karantinaya almayıp, virüs gidilen illerdetaya çıkınca aramayı tercih edenler görevinin gereğini yapmıyor. Şimdi de yerelde topu İl Sağlık Kurullarına atıyorlar.

Sorumluluk tek elde toplanmalı. Gerekenler yüreklice yerine getirilmeli. Bilim Adamlarının önerileri dikkate alınmıyorsa işimiz Cenab-ı Allah'a emanettir.

Koronavirüsten iki ay hastanede tedavi gören bir hekimin ölüm nedeninin başka bir hastalık gösterilmesi yoğun eleştiriler alıyor.

Şeffaflık, yüreklilik, bilime saygı mücadele için şarttır.

Koronavirüs salgını, ekonomik sıkıntılar, işsizlik kabus gibi toplumun üzerinde iken 104 amiralin çeşitli gerekçelerle gece yarısı bildiri yayınlaması kabul edilemez. Demokrasilerde çözüm yeri partilerdir, sandıktır, millettir. Ülkede bu denli ağırlaştırılmış sorunlar varken bazı yetkililerin maksadını aşan gereksiz yanlış beyanlarda bulunmaları da yakışıksızdır.

Aziz milletimizin devletimizin kuruluşunun temel taşlarını kaale almayan açıklamalar için de sayın Cumhuriyet Savcılarımızın hassasiyet göstermeleri beklenir. Heleduda görevli bir amiralin sarık ve cübbesiyle camiye gitmesi de soruşturma konusu mutlaka yapılmalıdır. Herkes namazını kılar, ibadet herkes için serbesttir. Bu ülke 15 Temmuz'da büyük felaket geçirmiştir. Benzeri gidişata heveslenenlerin hevesleri kursaklarında kalmalıdır. Yetkililerimiz böylesine yanlış durumlarda derhal müdahale etmelidir. Devletin asli görevidir. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, milletin egemenliği vazgeçilmez unsurlardır.

Herkes aklını başına almalı, keyfiliklere, dalkavukluklara tevessül edilmemelidir. Millet yegane karar vericidir.

Sevgi ve saygılarımla.