Salih Ertaçoğlu yazdı: "Deprem olunca tedbiri hatırlayanların hiçbir önlemi, projesi yoktur."
İstanbul’umuz her gün yeni deprem sarsıntıları yaşıyor.
Sorumlusu olan siyasi iktidar İstanbul’da depremle ilgili bir toplantı düzenliyor. Toplantıda sayın Cumhurbaşkanı, Bakanlar ve AKP’nin yönetici kadrosu tekmilen toplanmışlar.
Ülkeyi 23 senedir, İstanbul Belediyesini de 2019 yılına kadar yönetmiş AKP dönemi hiç yaşanmamış, sanki dün iktidara gelmişler gibi, toplantıya 16 milyon İstanbullunun tercih ettiği, oy verdiği Belediye yönetiminden davet edilen de yok. Bu şartlarda yılardır İstanbul depremine zerrecik eğilmeyen siyasi irade neredeyse 5-6 senelik İmamoğlu dönemini suçlamanın hesaplarını yapıyor.
İmamoğlu döneminde depremle ilgili her türlü alt yapı çalışması, planlaması yapılmış, öncelikli tehlikeli yapılar belirlenmiştir.
Devlet Bankası özelliği taşıyan Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıflar Bankasından İstanbul Belediyesine, depremlerle ilgili kentsel dönüşümle ilgili tek bir kuruş kredi açılmamıştır. Nedendir?
Çevre ve Şehircilik Bakanı sayın Murat KURUM önceki gün açıklama yapıyor. “İstanbul’un kaybedecek bir saniyesi bile yoktur” buyurmuş.
İktidarın yıllardır Çevre ve Şehircilik Bakanlığını yapan kişinin İstanbul depremiyle ilgili hiçbir çalışması, düşüncesi olmamışken bugün saniyenin kaybına tahammül edemeyeceği yine ciddiyetle yaklaşılmadığının net açıklamasıdır. İstanbul’a ihanet ettiklerini açıklayan siyasi iradeye demek ki yetmemiş, yeni kupon araziler, içme suyu havzaları, yapı sahasına döndürülebilmiştir.
Şehirlerde, ilçelerde tabela reklamlarında Çevre Bakanlığınca satışa çıkarılmış arsaların ihalesine ait ilanlarını görürsünüz. Bu arsalar müteahhitlere satılacak, rant ve gelir kapısı sayılacaktır. O illerde deprem afetine uğrayacak yapılar hiç kimsenin umurunda da değildir. “KATAR’DA REKLAM ÇİRKİNDİR”
Şehrimizde de bazı çok değerli arsaların satışa çıkarılması çok düşündürücüdür.
Deprem olunca tedbiri hatırlayanların hiçbir önlemi, projesi yoktur.
Kaçak yapılmış yapılara, izin verilmeyecek yapılara, ilave kat izinlerine, yıkılacak derecede tehlikeli binalara, imar affı diye katliam gibi sonuçların sahiplerinin, depremle ilgili açıklamaları da artık kimseye güven vermiyor.
Deprem bölgelerimiz adeta kaderlerine terk edilmiş gibi afeti bekler durumdadır. Sanki bir film izliyoruz
Sevgi ve saygılarımla.