"1919 Mayısının 19. Günü Samsun'a çıktım." Diye başlıyo devasa söylev. Ve Gençliğe Hitap ile bitiyor. 34 yaşında yaşayıp, yaşattığı Çanakkale Zaferi'nin derin izleri daha çok tazeydi. Lakin borcu vardı Seyit Onbaşı'ya, Yahya Çavuş'a... Nusret Mayın Gemisine sevdalıydı zaten. Ölmeleri için emir verdiği Bedrin Aslanları dün gibi yaşıyordu koca yüreğinde. 15 Mayıs 1919... Çirkin zafer çığlıklarının, ezan seslerini susturduğu talihsiz günlerden birini yaşıyordu İzmir. Yunan askerleri tarafından işgal edilen bu güzel şehir düşman çizmeleri altındaydı. Çanakkale'nin geçilmezliğini dünyaya kabul ettiren koca dev, Anadolu'nun işgaline izin veremedi. Bir yol haritası çizmek gerekiyordu. İstanbul hükümetinin aciz ve beceriksiz tutumuna zayıf ve yetersiz kadrolar da eklenince kurtuluşun imkansızlığı anlaşılmıştı. Ve yol haritasını çizdiğinde henüz 38 yaşındaydı.

Doğuştan getirdiği fıtri zekası ile taşıdığı liderlik kodlarının verdiği cesaretle Anadolu'ya geçmeye karar verdi. Öyle de yaptı. O, durdurulamıyordu artık. Vatan tehlikedeydi. Gençlik aşkı olan bağımsızlık sevdasıyla taa ki... Cumhuriyete uzanan ve dönüşü olmayan bir zaman dilimine girmişti. İmandan yaratılan imkanlar tüm imkansızlıklara galip gelmiş, Genç Mustafa Kemalduları ile milleti ile el ele omuz omuza, akıl akıla vererek zaferleri kucaklamış 1919 Mayısının 19. Günü başlayan destan 1923 Ekiminin 29. gününde Cumhuriyet ile taçlanmıştır. Bu destan nasıl oluşmuş, nasıl gerçekleşmişti? Kodları, şifreleri neydi? Bu destanı yazan ve yaratanların anlatacakları vardı bu millete. Gelecek kuşaklara öğütleri, uyarıları, öngörüleri ve tavsiyeleri olmalıydı. Milletin, devletin, cumhuriyetin devamlılığı için cehaletin ihanetle işbirliği yaptığı günler anlatılmalı ve ders alınmalıydı.

Ve bu yüzden doğdu NUTUK...

Tarihi gücü yüksek hitabet gücü eşsiz olan bu eser Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün milletine verdiği hesabın onurlu belgeleridir. Eğer ki bu topraklarda yaşıyorsanız ve cumhuriyetin sunduğu onlarca güzellikten nasipleniyorsanız fert olarak, genç ve yetişkinler olarak bu söylevi anlayarak, ders alarak okumalısınız. Bu, insani, ulusal, vicdani ve hatta onlarca şehit adına ulvi bir görevdir. Çünkü Nutuk'ta 1071 Malazgirt, 1915 Çanakkale,1919-1923 Kurtuluş Savaşı ruhunun ülkeyi müdafaa-i hukuk kurallarıyla cumhuriyete nasıl taşıdığının belgeleri saklıdır. Bu söylemlerin içinde onları arayıp bulmak, hayata uygulamak ülke menfaatlerinin önde gelen sistemi olamaz mı?

NUTUK, kendini her şeyi ile milletine adamış, olağanüstü yetenekleri ile dehanın en üstün örneğini vermiş, büyük bir komutanın, inkılapçı bir liderin ileriyi gören bir devlet adamının askeri ve siyasi olguları ile Türkiye Cumhuriyetinin doğuşunun tetikleyen bir önderin ülke sevdasının temel kodlarının izahıdır, anlatımlarıdır.

O NUTUK ki; "Geçmiş bir devrin hikayesi değil, yakın tarihimizden alınan ibret dolu tecrübelerle milli varlığımızın bugününe, yarınına ışık tutan onlarca değeri taşımaktadır."

Tarihin akışını değiştirme gücüne sahip bir liderin, varlığı sona ermiş kabul edilen büyük bir milletin temelleri çökmüş bir imparatorluğun yıkıntıları arasından çıkarılıp nasıl milli bir devlet haline getirildiğinin belgelere dayalı hikayeleridir Nutuk.

NUTUK en büyük hizmet ve gayretle elde edilen rütbe ve nişanlarını söküp atmaktan çekinmeyen vatan sevdalısının dünyaya ders veren seslenişidir. Türk Milletine düşmanla boğuşa boğuşa yenilmeyi değil yenmenin ve zaferlere ulaşmanın ince ve bilimsel yollarını öğreten bir eserdir. Düşünceler derin, fikirler muhteşem ve aydınlıktır NUTUK'ta... Çünkü eserin sahibi tarihi olayları yalnızca belgelerle inceleyip objektif gerçeğe ulaşmak isteyen bir tarih yazarı değil, doğrudan doğruya o tarihi inşa edenin ve yaşayanın kendisidir. Yani tarihi yapan da yaşayan da yazan da aynı kişidir. İlk baskısı 1927 yılında yapılan NUTUK'un kitap haline getirilerek yayınladığı tarih Temmuz 1928'dir. Atatürk tarafından 36,5 saat süren ve altı günde okunmuş olan bu eser tarihi bir hitabeye dayandığı için NUTUK adını almıştır. İnkılap tarihimizin birinci elden en değerli kaynağı olan NUTUK, niteliği bakımından gerçek bir sanat eseri değil, askeri, siyasi, sosyal olayları yeri geldikçe belgelerle değerlendiren tarihi bir eserdir. Şu da bir gerçek ki; Dünya ülkelerinin birçoğunda ders kitaplarına girmiş olan Nutuk'tan alınmış metinlerdeki duygu ve düşüncelerin analizi yapılırken, verdiği mesajları, anlatmak istediklerini, fikirleri müfredatlarına almışlar iken... "Biz ne yapıyoruz ki?" demenin zamanı geçiydemektir. Milletler zaman akışı içerisinde güçlü liderler çıkarırlar. Fıtri özelliklerinde desteğiyle bu güç, bilimsel aklın ışığında etkin ve yetkin iradeyle donanımlı, tarihe mal olmuş liderlerin doğuşunu tetikler.

Mustafa Kemal böyle bir doğuşun Yüce Türk Milletine armağanıdır. Gençliğinin en güzel çağlarını savaş meydanlarında zaferlerle taçlandıran büyük önder, Türk Gençliğine ve onların damarlarındaki asil kana güvenerek, cumhuriyeti ve onun temel kodlarını bu güce, gençliğe emanet etmiştir. Ve o büyük NUTKU'nu, ufkun ötesini görebilmedeki güçlü sezgisi ile her bir kelimesi, her bir cümlesi erken uyarı sistemi önemindeki "Gençliğe Hitap" ile sonlandırmıştır. Şunu asla unutmayalım...

Bir çok dünya devletlerinin okullarında ..DERS KİTABI..olarak okuttuğu, akademisyenlerinin tez konuları yaptığı, devlet adamlarının zkoşulları aşmak için baş vurdukları NUTUK, bizim geleceğimiz olan sevgili gençlerimizin masa üzerinde tuttukları , yeri geldiğinde her an baş vurabilecekleri, devasa bir el kitabı olmalıdır. Böyle olunca da her evin köşesinde ATATÜRK'ün NUTUK kitabı bulunmalıdır diye düşünüyorum.

ESEN KALIN