Arzu Kaymak yazdı: “Kimliklerin görünmez kılındığı yerde karmaşa ve değersizlik hissi kaçınılmaz olur.”
Toplum olarak görselliğe büyük önem veririz. İnsanları çoğu zaman giydikleriyle, duruşlarıyla tanırız. Ancak bazı kurumlarımızda öyle bir uygulama var ki, kim kimdir ayırt etmek neredeyse imkansız hale geliyor.
Hastanelere gittiğinizde doktor, hemşire, hasta bakıcı, temizlik görevlisi… Hepsi neredeyse aynı kıyafetle karşınıza çıkar. Bir hasta yakını, odada karşısındaki kişinin doktor mu hemşire mi yoksa temizlik personeli mi olduğunu ayırt edemez.
Aynı durum okullarda da yaşanıyor. Öğretmenle hademe aynı renkte önlük giyince, öğrenciler kime nasıl hitap edeceğini şaşırıyor. Oysa her meslek kimliğiyle saygıyı hak eder. Bir doktor bilgisi, bir hemşirenin emeği, bir öğretmenin sorumluluğu, bir temizlik görevlisinin alın teri birbirinden farklı ama hepsi çok değerli. Ancak hepsini aynı kıyafet altında toplamak, bu farklılıkları görünmez kılıyor.
Burada mesele, kıyafet üzerinden ayrımcılık yapmak değil, tam tersine kimliklerin görünür olmasını sağlamaktır.
Her mesleğin sorumluluğunu yansıtan, kurumsal kimliği güçlendiren bir düzenleme yapılabilir. Renklerle, amblemlerle ya da basit farklılıklarla kim kimdir daha net anlaşılır. Böylece hem kurum içi disiplin sağlanır hem de vatandaşın güveni artar.
Unutmayalım, kıyafet sadece kumaş değildir, aynı zamanda bir kimliktir, bir aidiyet duygusudur.
Kimliklerin görünmez kılındığı yerde ise karmaşa ve değersizlik hissi kaçınılmaz olur.