Yaklaşık 1,5 yıl önce gerçekleşen TSO seçim sürecinde yaşananları burada anlatmayacağım. Süreçle ilgili yıpratıcı tutum ve davranışları, sansasyonel bilgileri, tartışmaları, algı çalışmalarını, işin içinden hiç eksilmeyen siyaseti, dedikoduları; aklınıza Tokat Ticaret Odası ile gelen ne varsa bu yazının konusu değil.

            Ticaret Odaları şehirlerin markasıdır. Bir şehri mercek altına almak istediğinizde ilk önce Ticaret Odası’na bakarsınız; şehrin yatırımcıları, orta ve büyük ölçekli esnafları hangi katma değerle o coğrafyaya katkı sunmuş, incelersiniz.

Osmanlı İmparatorluğu zamanında 1882’de ilk kez kurulan “Dersaadet Ticaret Odası”ndan bu yana geçen 142 yılda çok yol alındı. Ülke olarak geçirdiğimiz ekonomik ve sosyal gelişmelerin paralelinde meslek örgütleri de kendi içerisinde değişimler yaşadı. Bu değişimlerin olumlu yansımaları olduğu kadar olumsuzluklar da elbette yaşandı, yaşanıyor da. Gerek oda seçim süreçlerinde yaşananlar, gerekse de seçim sonralarındaki gelişmeler bunun örneği.

Oda seçimlerinin yapıldığı dönemlerde adaylar gittikleri üye ziyaretlerinde "Bu ticaret odası aidat almaktan ve seçim zamanı bizden oy istemekten başka ne iş yapar?" sorusuyla sıkça karşılaşırlar. Bir de üzerine tatsız seçim süreçleri eklenince üyenin odaya bakışı daha da olumsuz hale gelir.

Dolayısıyla şimdi bu olumsuzlukları olumluya çevirmenin vaktidir.

Belki zor gelebilir ama dönem, kızgın demiri soğutma, kucaklaşma, birlik ve beraberliği yeniden perçinleyerek yola revan olma dönemidir. Tokat’ın var olan sorunlarının üzerine bir de kaotik TSO yapısını eklemek kimsenin hayrına değildir.

Kaldı ki şehrin her zamankinden daha fazla Ticaret ve Sanayi Odası’nın öngörülerine ihtiyacı var.

Odayı Başkan üzerinden itibarsızlaştırmaya çalışmak TSO’ya ve Tokat’a zarar verir. Kişisel çekişmelerin kurumsal yapıya ve kadim şehre vereceği zarara göz yummak da o çekişmelerin sahiplerine olumsuzluklarla döner. Bunları göremeyecek kadar ihtiras sahibi olmamak gerekir.

Organize Sanayi Bölgelerinin devasa sorunları, Küçük Sanayi Sitesi’nin akıbetinin belirsizliği, esnafın perişanlığı, şehrin gelişmişlik sıralamasında 56. sırada yer alması başlı başına birer sorunken, tüm bunlara çareler üretecek Tokat Ticaret ve Sanayi Odası’nın kendi iç sorunlarıyla uğraşır görüntü vermesini hangi akıl kabul edebilir, hangi vidan bunun karşısında susabilir? Kentin her geçen gün kan kaybetmesi karşısında sadece TSO makam koltuğu üzerinden bir hesaplaşmayla sessiz kalmak, büyük bir vebal değil midir?

Gelinen noktada Tokat Ticaret ve Sanayi Odası’nın her türlü tartışmayı ardında bırakarak asli görevine odaklanması gerekiyor. TSO’nun Başkan Fatih Gökdere üzerindeki tartışmaları sona erdirerek, odanın çalışmalarını sekteye uğratmadan, şehrin sorun, ihtiyaç ve taleplerine vakıf bir yapılanmayla kamuoyunun karşısında olması şart. Bu yapılamazsa, bu şehre dair ne kadar beklentimiz ve umudumuz kaldıysa onlar da yok olur gider.

Gelin bunu yapmayın. Tokat hepimizin ihtiras ve ideallerinden daha büyük, bu şehir bunları hak etmiyor. Tokat’ın ekmeğini yiyip suyunu içen herkesin bu kente karşı sorumlulukları var. Özellikle son dönemde “Bu kadar da olmaz” denilen ne varsa her şeyi yaşadı bu şehir. Artık yeni hayal kırıklıklarına izin vermeyin.

Sadece komşu şehir Sivas’a yapılan hizmetlere bakarak ellerinizi vicdanlarınıza koyun ve lütfen “olması gereken ne ise” onu yapın!