Seçimler geldi geçti. Malumun ilamı gerçekleşti; Recep Tayyip Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı, AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı da Parlamentoda çoğunluğu elde etti.

Buraya kadar her şey tamam.

Benim “malumun ilamı” dediğim seçim sonucunu tahmin ettiğim günlerde, bu tahminime karşı çıkanların temel argümanı bizlerin “yandaş gazeteci” olduğumuz savlarıydı.

Oysa ne yandaş gazeteciydik, ne de iktidara taraf olan bir tutumumuz vardı. Sadece yaşadığımız toplumu çok iyi tanıyorduk. Ayakları bu coğrafyaya basmayan CHP’nin arkasına aldığı HDP desteğinin tıpkı 90’lı yıllardaki SHP-HEP ittifakı gibi bir “son” yaşayacağını biliyorduk. Sürgündeki FETÖ ve PKK militanlarının canhıraş şekilde desteklediği bir ittifakı, Türk Milletinin asla desteklemeyeceğini öngördük ve analizlerimizi de öyle yaptık.

Sonuç, tam da dediğimiz gibi oldu…

Oysa FETÖ, HDP ve PKK’dan soyutlanarak bir seçim kampanyası gerçekleşseydi bugün durum daha farklı olabilirdi. FETÖ, HDP ve PKK yandaşlarının elden ele dolaşan Kılıçdaroğlu’na destek videolarını, her akşam televizyon ekranlarından izleyen Anadolu insanının ülkesini “koruma refleksi”, bu seçimin ana fikridir.

Millet, açıkçası bu tehditten korkmuş ve oyunun rengini Cumhur İttifakı’ndan yana kullanmıştır.

Tokat’ta ise muhalefet bloku ayrı garabete imza atarak liste yanlışlarıyla gitti seçime. Milletvekili listesini hatalar silsilesiyle oluşturan CHP; ilk sıraya 65’inden sonra milletvekilliğini yakalayan, iki dönem vekillik yapan ve şimdi 75’ine merdiven dayayan milletvekilini koyarak, ikinci sırasına da tabanıyla kavgalı bir isme yer vererek sonunu hazırladı. Ve CHP Tokat’ta, yıllar sonra üçüncü parti oldu.

CHP, İyi Parti ile ortak liste oluştursaydı ve Fatih Demirkol da o listede ikinci sırada yer alsaydı durum çok farklı olacaktı. CHP-İyi Parti ortak listesinde ilk sırada Dr. Bilal Durmaz (CHP), ikinci sırada Fatih Demirkol (İyi Parti), üçüncü sırada da Erbaa’dan CHP’li güçlü bir isim yer alsaydı, sürpriz sonuçlar elde edilebilecekti. Defalarca yazdığımız “Dr. Bilal Durmaz gerçeğini” göz ardı eden CHP, kamuoyunun, parti tabanının uyarılarını ve isteklerini dikkate almayarak bugün Tokat’ta üçüncü parti pozisyonuna düştü.

CHP olarak Tokat’ta hiçbir etkili çalışmaya imza atmadılar.

Aday adaylığı sürecinde kalabalık olan seçim çalışmaları, adaylar belli olduktan sonra tenhalaştı; gidilen köy ve belde sayılarının istatistiklerine baktığımızda bunu daha net görebiliyoruz. Daha açık yazayım, mesela “siyaset üstadı(!)” CHP Milletvekili kaç tane Sünni köyüne seçim çalışmasına gitti? Kaçında konuşma yaptı? Protokollerde en ön sırada yer almak, şehit cenazelerinde kendini göstermek, AK Partili isimlerle açılıştan açılışa koşmak milletvekili olmaya yetiyor nasılsa…

Öte yandan bu seçimin “kaybederek kazanan” iki ismi var: MHP ikinci sıra adayı Recep Bozdemir ve İyi Parti’nin liste başı olan Fatih Demirkol… Bu iki isim her ne kadar küçük oranlarla milletvekili seçilemeseler de seçimin en çok çalışan unsurlarıydılar. Çabaları ve emekleri bundan sonraki süreçte kendilerinin yolunu daha gür bir şekilde açacak.

Velhasıl, Türkiye’de 2023 seçimlerinin özeti FETÖ, HDP ve PKK üçlüsünün el birliğiyle Millet İttifakı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na kaybettirmesi, Tokat’taki özeti de CHP Milletvekilinin kibir, ego ve “her şeyi ben bilirim” temalı siyasetinin iflası olarak söylenebilir. Bu konuları betimleyecek çok sayıda argüman, materyal ve figür vardır; ama olayları detaylandırarak bir kez daha canınız sıkılsın istemiyorum.

Yeri, zamanı ve mekanı oluştukça yazarız, konuşuruz ve paylaşırız nasılsa…