Nicedir yazayım derdim. Nasip bugüneymiş. “Zenginin malı züğürdün çenesini yorar” diye güzel mi güzel bir sözümüz vardır. Konu mal mülk, variyet olduğunda toplumsal yaşamda sözü edilir bir tesir yaşatır. Akçenin geçerliği olduğu her ortamda kapı açar…

            Bu yazıya vesile olan hususa zenginlikle başlamanın bir gayesi var. Nitekim işin ucu eninde sonunda siyasete dayanacaktır. Nitekim zenginlik siyasette de ‘aranan nitelik’ olarak insanın karşısına çıkacaktır. Cebi ya da gönlü zengin olmak siyasi mücadelede rol oynayacaktır. Serbest piyasa koşulları da olsa, Devletin ana işveren, hizmet satın alan olduğu bilindiğinden, siyasetle Devlet idaresini üstlenen görevliler bir nevi ticaretin ve zenginliğin yolunu açabilecek konumda olacaktır.

            Şuan bir Tokatlıya siyaset ve zenginlik kavramını bir arada kuracak cümle sarf etsen akla gelecek isimler olur. Güncelliğiyle hali hazırda vekilliği ve iktidar partisinin Genel Merkez Yönetiminde gerek Genel Başkan Yardımcılığı gerekse Meclis’te Grup Başkan Vekilliği’ne dek ulaşan varlığı ile Özlem Zengin ismi anılır. Variyet zenginliğiyle bulunduğu konuma geldiğini söylemeyi doğru bulmayanlardanım. Gönül dünyasını bilenlerden değilim. Bilhassa İstanbul İl Teşkilatlarında emeğiyle kendinden söz ettirmiş bir isim olduğuna kanaat getirilir. Yani emeği, dişi tırnağı ile partide hizmeti görülmüş, Milletvekilliği sıralamasında İstanbul ve sonrasında da Tokat’ta listeye konulup, TBMM çatısı altında olmaya hak kazanmıştır. Erdoğan ve ailesine yakınlığı, saygınlığı ile etkin rolünü devam ettirmektedir.

            Siyasetçi, seveni yahut sevmeyeni, öveni yahut yereni, iyisiyle kötüsüyle anılır. Siyasete girmiş bir ismin, adından her türlü bahsedilmesine, ağızlarda sakız gibi çiğnenmesine, bel üstü yahut bel altı vuruşlarda hedef seçilmesine şahit olunur. Özlem Zengin de haliyle böylesi durumlardan payını alır. Tokat ölçeğinde baş sıradadır. Baskın karakteri gözlenir. “Dediğim dedik!” sayılır, “ali kıran baş kesen” diye bilinir. Tokat’ta ayağı taşa değen faturayı Ona çıkarsa şaşırılmaz. Nitekim belli başlı hususlarda fatura Ona çıkmıştır. Kitlesel potansiyeli olan Pancar Üreticileri Kooperatifi’nde genel kurulla belirlenmiş yönetimin tasfiyesi ve kayyum ataması sürecinde adı öne çıkarılmıştır. Yönetim Kurulu Başkanı’na göre tavsiye edilmesinde Özlem Zengin etkin rol oynamıştır. Özlem Zengin’e göre de ortam üyenin hakkının korunması gereken haldedir ve kayyum eliyle üyelerin hakkının gözetilmesi gerekmektedir, bu tavır toplumsal yarar adına sergilenmiştir. Mahkemenin verdiği karar kayyum eliyle yönetimden yana olmuştur. Kayyum, ilk fırsatta genel kurul ortamını sağlayacağı beyanıyla görevini yürütmektedir. Ve o fırsat daha gelmedi. Haliyle tasfiye edilen yönetim bu fırsatın ne zaman geleceğine dair beklenti içinde, biran önce yapılsın diye çağrılarda bulunmakta. Tüm bu tür çağrıların ve eleştirilerin hedefine yine Özlem Zengin konulmakta. O isterse genel kurul da yapılır diye inanılmakta. Yani Özlem Zengin’in Tokat’taki başlıca muarızları arasında Kooperatifin tasfiye edilen yönetimi var. Ve muarızlık ister istemez Özlem Zengin için ‘yük’ oluşturmakta. Vebali olan bir konuda, olumlu/olumsuz ne olacaksa payını alacaktır. Böylesi bir yükü Onun sırtına koymak bir yana, Özlem hanım için de böylesi yüklerden kurtulması kendisini de rahatlatacak hususlardır. Kooperatifin kayyum yönetimi, Tokat ölçeğinde etkin olabilecek kişilerdir. Başkanı, bürokratı olan bir kayyumdan üzerlerine vazife kılınmış bir kooperatifi olağan genel kurulunu yapacak konuma getirmeleri ve artık biran önce genel kurulda çıkacak kararla Yönetime bırakma zamanı gelmelidir. Bu durum, Özlem Zengin için de yükünden kurtulacağı bir rahatlık sağlar.

            Özlem Zengin için bir diğer muarızlık basın yayın sektöründeki isimlerle yaşadığı olaylardan doğmaktadır. Tokat ölçeğinde sağlıklı bir iletişim kurulabildiğini söylemek mümkün değildir haliyle. Bunun vebalini tek taraflı Özlem Zengin’e kesmek ise hakkaniyet içermez! Basın yayın alanlarını toplumsal yarar için kullanıyorum derken, korkutucu yüzeysel ithamlarıyla, kişisel ihtirasların şehvetiyle muhatabın üzerine kurşun yağdıracak tetikçiliğiyle iş tutanların elini tutmadığı görülüyor Özlem Zengin’in… Hakkıdır ve haklıdır da… Şirazesi kaymışlara ayar vermek haddini kendinde görüyor olmasını desteklerim de…

            Konu uzun… Devam ederim… Daha siyasi muarızlık da var… Tüm bunları yazmak için vakit de var. Başlıca dileğim, tüm muhatapların üzerlerindeki yüklerden arınacak bir samimiyette olması… Çok daha güzel günlerde, çok daha güzel hizmetlerle anılmak yakışır herkese…

            Şimdilik bu kadar…