Ali Bıçakçı ismi bu şehirde karşılığı olan, sevilen, saygı duyulan bir isim. Yaşadığı coğrafyaya artı değer katarak, üreten ve etrafına faydası dokunan Ali Bıçakçı, gerek işadamı kimliğiyle gerekse de geçmişte siyasi arenadaki tarafsız, hak ve hakkaniyetle olan bakış açısıyla kendini sevdirdi. Toplumun bütün kesimleriyle olan “sürekli ve kesintisiz” iletişimi, Bıçakçı’nın popüler bir isim olmasının önünü açtı.

Ali Başkan şimdi de Tokat Ticaret Borsası Başkanlığı için adaylığını açıkladı. Zor, meşakkatli ve bir o kadar da çetrefilli bir işe girişti. Son 8 yıldır atalet içerisindeki bir kuruma başkan olmak kendisini uğraştıracak olsa da memlekete olan vefası Ali Bıçakçı’yı rahat bırakmadı anlayacağınız… Zor da olsa, meşakkatli de olsa, çetrefilli de olsa, memlekete ve millete olan “vefa” duygusu Ali Bıçakçı için tek geçerli realiteydi. Dolayısıyla “ateşten gömleği” giymek için yola revan oldu.

Ticaret Borsası’nın önemi gün gibi ortadayken, maalesef Tokat’taki borsamız kendi içine kapalı bir görünüm sergiledi yıllardır. İletişimden kopuk, yalnız medya ile değil kendi üyeleriyle de iletişimi yok denecek kadar az bir yönetim anlayışıyla bugünlere geldi. Pandemi sürecinde bile sesi sedası çıkmayan Ticaret Borsası, bu şehirdeki paydaş kurumlarla olan bağlarını da kopararak ticari ve zirai yaşamın içerisinden kendini soyutladı.

Yaşadığımız enflasyon ortamında görevi gereği tahmini mümkün dalgalanmaları istikrara kavuşturabilecek bir misyona sahipken, sessiz kaldı Borsamız. Ve yine Ticaret Borsamız, tüketicinin menfaatlerine uygun adil ve gerçek fiyatların oluşumuna katkıda bulunması gerekirken, hiçbir konuda yetkinliğini ortaya koyamadı, moral ve motivasyona sebebiyet verecek, topluma umut aşılayacak açıklamalar yapmaktan kaçındı.

Öte yandan, Tokat Ticaret Borsası Başkanını önemli günlerde protokolde göremedik hiç. Resmi bayramlarda, kutlamalarda nedense hep sessiz kalındı. En önemli paydaş kurumu Ticaret Odası iken hiçbir ortak projede buluşulamadı. Tokat’ın çiftçisinin, üreticisinin hayatlarına dokunulmadı, adeta unutuldu bu kesimler. Varlığının sebebi olan üyelerinin özel günlerinde yer almadılar. Bunu ben değil, görüştüğüm, ziyaretime gelen Borsa üyeleri söylüyor. Hatta o üyeler seçimden seçime akıllara geldiklerini ifade ederek, mevcut başkanın kurumun resmi aracıyla seçim sürecinde çalışmalar yapmasını da haklı olarak eleştiriyorlar.

İşte bu koşullarda seçime gidiyor Tokat Ticaret Borsası… Ali Bıçakçı’nın makama, mevkie, etikete ihtiyacı olmadığı herkesin malumu. Fakat köklü bir aileden gelerek, kazancını bu topraklara yatırması, işe - istihdama öncülük eden bir iş adamı olması ve hayatının temeline koyduğu “vefa” duygusu, bu göreve talip olmasına vesile oldu. Zamanı yokken Borsa Başkanlığı için zaman ayırmaya, deyim yerindeyse “ağrımamış dişine kerpeten vurmaya” hazır artık. Mesele memleket meselesi; ertelemeye, ötelemeye gelecek gibi değil anlayacağınız…

“Ali Bıçakçı ne yapabilir?” sorusuna verilecek en kestirme yanıt, “Atalet ve durağanlıkla içine kapanmış bir devi ayağa kaldırmak” olabilir. Ötesinde, tarafsız, objektif ve ilkeli yönetim anlayışıyla üyelerinin çıkarını önceleyecek, onların iyi ve kötü günlerinde hep yanlarında olacak ve toplumun bütün kesimleriyle barışık bir yönetim anlayışı sergileyecek.

Bildiğimiz, duyduğumuz, tanık olduğumuz realite işte budur.