Bu köşede daha çok topluma umut veren, pozitif düşünmeyi kendisine şiar edinen, etrafına faydalı, yardımsever ve işlerinde başarılı isimleri okuyucularımızla buluşturuyorum. Çünkü bu isimlerin yakından tanıtılması gerekiyor. Bu önemli figürlerin örnek alınması, yaptıklarının bilinmesi ve toplumsal bir algının oluşturularak, “iyiliğin, yardımlaşmanın ve dayanışmanın” tabana yayılması için bunun şart olduğunu düşünüyorum.

 

Kurumlarımızın başarıdan başarıya koşan idarecileri, görevlerini hakkıyla yapan müdürlerimiz ve çalışanlarımız ile muhtarlarımız, STK yöneticilerimiz ve hayırsever işadamlarımızın topluma örnek gösterilmeleri gerekiyor. Yapılan işler tanıtılıp güzellikler paylaşıldıkça, insanlarımızın kendilerine olan güvenleri de yerine geliyor. Moraller yükseliyor, geleceğe dönük umutlar perçinleniyor, kısaca hayat daha da güzelleşiyor.

 

Dünyanın geçici bir yer olduğuna inanan; şairin dediği gibi “bu dünyayı bu dünyadan ibaret saymayan”, yaptığımız her işten hesaba çekileceğimizi aklından hiç çıkarmayan, merhamet ve adaletten ayrılmayan, garibanın-çaresizin-ihtiyaçlının istemesine fırsat vermeden yardımını esirgemeyen bu güzel insanların varlığıyla umutlarımız yeşeriyor. Bu ülkenin kadir-kıymet bilen, hayata dair sorumluluklarını unutmayan insanlarının sayıları çoğaldıkça, geleceğimize dair iyimserliğimiz de artıyor.

 

Bu satırları kaleme alırken yukarıda saydığım özellikleri ziyadesiyle bünyesinde taşıyan, yardımseverliği, merhameti ve “adamlığı” ile dillere destan olan İşinsanı Hasan Hüseyin Koç’un Twitter’da yaptığı bir paylaşım gözüme takıldı. Koç, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya ve hayat için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yok. Dik duracağız, düz yaşayacağız.” sözünü paylaşmıştı. Sözün taşıdığı anlam, paylaşanın hayat görüşüydü aynı zamanda.

 

Hasan Hüseyin Koç’un bu şehre kattıklarını, ortaya koyduklarını ve “izini belli etmeyip reklamını yapmadan” çaresiz yüreklere nasıl dokunduğunu iyi bilirim. Hayatı boyunca büyük mücadelelerin içerisinden geçmiş, zorlukları yaşamış, ait olduğu toplumun çilesini yakından tanımış Hasan Hüseyin Koç’un Tokat’a iş ve istihdam alanındaki katkıları ise apayrı bir realite. Halkın içerisinden geldiği için yakaladığı başarıyı zirveye taşıyor. Çalışkanlığıyla, azmiyle, duruşuyla örnek… Ve ait olduğu toplumun üzerinden elini çekmeyen yufka yürekli bir Anadolu çocuğu…

 

Hasan Hüseyin Koç örneğinde olduğu gibi bu şehrin ve bu ülkenin böyle iyi insanlara olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla. Yeryüzünü güzelleştiren, insanların yüzlerine tebessüm, gönüllerine İnşirah ferahlığı yerleştiren Hasan Hüseyin Koç ve diğer “güzel insanların” bizi sarıp sarmalayan gönül zenginlikleridir dünyayı yaşanır kılan.

 

“Kuşa kanadı ağır gelmez” diyenler, bu hayır abidesi insanların birer anaç kuş, yakınlarında bulunanların da kuşun kanatları olduğunu söylemişler sanki. Bu dünyayı bu dünyadan ibaret saymayan anaç kuşların yolu hep açık olsun, verdikleriyle çoğalsın, aldıklarıyla yol alsın…