Cumhuriyet Halk Partisi 1950-2023 tarihleri arasında yapılan hiçbir genel seçimden birinci parti olarak çıkıp tek başına bir hükümet kuramadı. Sadece 14 Ekim 1973 genel seçimlerinde yüzde 33,3'lük oy oranıyla 185 milletvekili çıkararak birinci parti oldu, ancak o dönemdeki seçim sisteminin azizliğine uğrayarak tek başına iktidar olamadı.

Geçtiğimiz günlerde CHP’ye yeni genel başkan olarak seçilen Özgür Özel, CHP’nin bu tarihsel gerçeğini Anıtkabir Özel Defteri’ne “Cumhuriyetimizin 100. yılında, kurduğunuz ve bizlere emanet ettiğiniz partimizi iktidar yapamamanın mahcubiyeti içindeyiz” ifadeleriyle yazdı. Bu “mahcubiyeti” yaşayan çiçeği burnunda genel başkan, üzerindeki ağır sorumluluğun gereği olarak bakalım neler yapacak…

CHP’nin sürekli yaşadığı seçim başarısızlıklarının sona ermesi için yapılacak işlerin temelinde partinin halkın bir kesimi ile arasındaki kalın duvarların yıkılmasıyla mümkün. Laikçi değil laik bir anlayış bunun yolunu açabilir. Laiklik ilkesi adına bugüne kadar sergilenen bazı politikaların halka olumsuz yansıması, CHP’nin yeni bir algısı ile pozitife döndürülebilir. Bunun da tarikat ve cemaatlere göz kırparak değil, Anadolu insanının tamamına ters düşmeyecek söylem ve eylemlerle olabileceğini partiyi idare edenlerin bilmesi gerekiyor.

Öte yandan “politbüro” eksenli genel merkez yapılanmasına son verip, tabanı “gerçek anlamda” dinlemek lazım. CHP’deki genel başkan değişiminin birkaç ismin yerine başkalarının gelmesiyle sınırlı kalması, parti için büyük tehlike. Çünkü CHP’deki sorun aslında isimlerde değil, yönetim anlayışında.

Masum Türker DSP Genel Başkanlığı’nda “zamanın ruhunu okumak” der dururdu. Dönemin şartlarını bilme ve “zamana uyma” gereği yani. Ama ne Masum Türker zamanın ruhunu gerçek anlamda okuyabildi, ne de DSP hak ettiği yerlere gelebildi.

Masum Türker zamanın ruhunu okuyamadı ama DSP’nin ruhuna Fatiha okudu…

Şimdi zamanın ruhunu okuyabilen bir CHP yönetimine ihtiyaç var, CHP’nin ruhuna Fatiha okumadan…

Kaldı ki bu ihtiyaç yalnız CHP için değil, Türkiye için can yakıcı bir ihtiyaç.