Kendim ettim, kendim buldum, türküsünü söyleyeceğimiz bu sütunlarda ifade edilmişti.
Şimdiye bir baktığımızda, zamlar canları acıtmaya başlamış birileri de gerçekleri bıçak kemiğine dayanınca anlar olmuş, fevaran ediliyor. Feverana hiç kimsenin hakkı yok, milletimiz kaderini kendi elleriyle belirlemiştir. Demokrasilerde siyasi partiler vardır. Gerçek demokrasilerde milletvekillerini partiye kayıtlı üyeler belirlerler. Bizde Demokrasi amaç değil de liderlerin koltuklara yapışması için araç olarak kullanılıyorsa, kimsenin kimseyi şikayete de hiç hakkı yok. %20'yi bulmayan oyuyla %48 benim diyene ne diyelim. Kimse koltuğu bırakmak istemiyor, onlarca seçim kaybedilmiş umurlarında bile değil. Komşumuz Yunanistan'ın eski Başbakanı Çipras seçimi kaybedince parti liderliğinden hemen istifa etti. Demokratiklik bu.
 Önceden, kendilerini iki defa üst üste seçimlerde yenmeyi başaran siyasetçiyle, seçim günü, hikayeden bir süsleme ile siyasi yasak kararı çıkaran zihniyet seçimi daha karar günü cebinde çantada keklik yapmıştır. Hangi vicdan, hangi adalet bu saçmalığa boyun eğer bilemiyorum. Şimdi yeni seçimler bekleniyor. Sayın İmamoğlu, Tuzla Belediye Başkanına "ARKADAŞ,, dediği gerekçesiyle ikinci bir siyasi yasaklama kumpası başlatılıyor. Ayıptır, yazıktır bu ülkeye, demokrasimize. Son zamlarla vatandaş sızlanmaya başladı. Özellikle akaryakıt zamları ekonomiyi felç etti. Memurla - memur emeklisi arasındaki fark uçuruma dönüştü. Adaletsiz oranlarla emekli açlığa mahkum edildi. Emekliye zam %25, piyasa zammı 90-100 açlık sınırının altına mahkum edilmiştir. YİYENLERE AFİYETLER OLSUN.
Sevgi ve saygılarımla.