Derde düşen dermanını aramak için bin bir kapıyı çalar. Hayat canlılara verilmiş en değerli hazinedir. “İnsanın neresi ağrırsa canı oradadır “ derler. Birlikte yaşadığınız aile fertlerinden biri hasta olunca aile hasta olur. Derdi çeken, acıyı bilir. Eski sağlığına kavuşmak için elinden geleni yapar. Maddi durumu iyi olanlar özel hekimlere, hastanelere gidip muayene olurlar. Derdine derman bulurlar. Gelir kaynakları sınırlı olanlar sağlık ocaklarında, devlet veya üniversite hastanelerinde muayene olurlar. Sosyal devlet vatandaşına bakmakla mükelleftir.

     Devlet veya üniversite hastanelerinde muayene olmak için e- devletten veya telefonla muayene sırası alacaksınız. Ne zamana sıra verirlerse bekleyeceksiniz. Bazı bölümlere üç, beş güne sıra verebiliyorlar. On, on beş gün sonrasına sıra verebiliyorlar. Hastaneye toplu taşıtla gelmeniz hasta olduğunuz için zordur. Özel taşıtınla geldiğinizde aracınıza park yeri bulmakta zorlanırsınız. Hastane çalışanlarının araçları, hastanede yatanların araçları, ziyarete gelenlerin araçları yanı sıra muayene olmaya gelenlerin araçları da geldiğinde aracınıza yer bulamıyorsunuz? Aracınızı park ettiniz, muayene olacak bölümün önüne geldiğinizde ana- baba gününü göreceksiniz. Dar koridorda yüzlerce insanla karşılaşıyorsunuz?  Hastasını getirenler, ilçelerden, kasabalardan, köylerden gelenler doktorun kapısına yığılmışlar. Dermanı verecek doktorlar yoğun ve yorgun. Hastane içinde kadınlar çocuklarıyla, yaşlılar, hasta sahipleri, personeli, doktoru, hemşiresi... Hastane koridorlarında nefes alacak gibi değil. Hastaneye sağlam gelen, mutlak bir hastalığı yakasına dikerek çıkar.

       Muayene olanlara doktor emar, tomografi; (bilgisayarlı kesityazar), röntgen, kan, idrar tahlilleri gibi sonuçlarını isteyecek. Başka alanda yarış başlar. Kaç gün, kaç hafta sürer bilinmez. Emar- tomografiye sıra almak için kaç gün, ay sıra verecekler bilinmez. Emar veya tomografin çekildikten sonra tekrar sıra alacaksın sonra doktorunla buluşacaksın. Eczaneden ilaçlarını alan, evinde tedavisini görür. Ağır hastalar hastaneye yatırılır. Vücutta ağır hasarın yoksa bugünleri görecek kadar yaşıyorsan, şanslısın.

       Hastaları hasta olmadan önce, hasta olmama yollarının öğretilmemesi, hastalığa yol açan engellerin yok edilmesi daha uygun olmaz mı? Toplumun eğitilip, sağlıklı bir ortamın yaratılsa hastanelerin görevleri azaltılmaz mı? Sağlıklı bir barınma, beslenme, her bireyin işi, yüksek eğitim düzeyi olsa iyi olmaz mı? Sosyal devletin görevi hasta olunca vatandaşına para karşılığı bakmak değil, hasta olmadan önce tedbirini alması gerekmez mi?

        İlaçla tedavi olanlar, hasta oldukları bölgeyi iyi ederler fakat başka bölgelerini de tahrip ederler. Eğitim her konuda olduğu gibi sağlıklı yaşamda da çok önemli bir rol oynar. Çocuk yaşta düzenli eğitimini alan bireyler kendine, topluma, ülkesine, dünyaya mutlaka faydası dokunur.

         Süleyman Erkan 13-03-2023 Pazartesi Bedesdenlioğlu-Tokat.