Bu yüzyılın en önemli seçimine 6 gün kaldı. İktidar ve muhalefet son viraja belirli avantajlarla giriyor. Muhalefet ekonomik vaatlerinde vites yükseltiyor, iktidar savunma sanayi ve enerjideki hamlelerine hamleler ekliyor.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu en düşük memur maaşının 21 bin TL’ye yükselteceklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, öncesinde de emekli maaşlarının en düşük olanını asgari ücretle sabitleyeceklerini söylemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise enflasyonun tek haneye ineceğini, kişi başı gelirin 16 bin dolara çıkacağını ve 6 milyon yeni istihdam yaratılarak işsizliğin yüzde 7'nin altına gerileyeceğini açıkladı. Erdoğan ayrıca esnaflara ve çiftçilere vaatlerini de sıraladı.

Bu vaatlerin halktaki karşılığını 14 Mayıs 2023 günü göreceğiz. Kemal Bey’in halk tabiriyle “bol keseden” dağıttığı vaatlerin kuşkuyla karşılandığını görsek de yine de heyecan yarattığı ayrı bir gerçek. Ama daha geniş bir kesim ise Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında ekonomiyi düzeltecek kimsenin olmadığını savunuyor. “Bozan o, düzeltecek olan da o” bakışı hakim.

Kemal Kılıçdaroğlu’na “şüpheyle” bakan halk kesimi HDP/Yeşil Sol/PKK’nın açıklamalarıyla daha da bilevleniyor, neredeyse Millet İttifakı’na oy vermeyi “milli güvenlik sorunu” olarak görüyor. Halkın kuşku ve korkularında haklı olduğunu biliyoruz. Bunu giderecek olan, yurttaşları rahatlatacak açıklamalar yapmak. Kemal Bey bunu yapmaya çalışsa da yetersiz kalıyor; PKK ve FETÖ demeden teröre karşı olduklarını açıklıyor.

9 Mart 2023 tarihinde bu köşede şöyle yazmıştım:

“(…) Millet İttifakı’nın gündeminde terörle mücadele neden yok? Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin son dönemde HDP ile olan yakınlaşması belki bunun nedeni olarak gösterilebilir. Ama Anadolu’dan oy isterken yanınızda HDP varsa sıkıntıya düşersiniz. Kaldı ki HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın programına katılarak, ‘Seçimi ilk turdan bitirelim, Kılıçdaroğlu’nu görüşmeye bekliyoruz.’ dedi. Görünen ve beklenen o ki elbette Kılıçdaroğlu, HDP’siz bir seçim sürecini aklından geçirmiyor; HDP ile birlikte çalışmalarını sürdürecek ve sonuç almaya çalışacak. Anadolu’daki muhafazakâr-milliyetçi taban buna ne diyecek seçim sonuçlarına bakınca öğreneceğiz. (…) ‘Herkesle kucaklaşacağız’ derken çoğu FETÖ ve PKK soruşturmalarından mahkûm olmuş KHK’lılarla kucaklaşmadan mı bahsediyorsunuz? Nerede mütedeyyin-dindar-milliyetçi-Atatürkçü insanlar? Teröre evlatlarını vermiş anne babalar,15 Temmuz şehitleri ve Türk Milliyetçileri için neden bir ‘kucaklaşma’ çağrınız yok? Yani demem o ki ‘Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz!’ diyen Selahattin Demirtaş’ın partisiyle toplumu kucaklayamayacağınızı bilmeniz gerekirdi…”

Bu yazıdan 1 ay sonra HDP/Yeşil Sol Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini resmen açıkladı. Ardından HDP/Yeşil Sol/PKK temsilcileri ardı sıra “vaatlerini” kamuoyu ile paylaştılar. PKK elebaşları “Cumhur İttifakı’na verilecek her oy bize kurşun olarak geri döner” açıklamasını yaptılar. Selahattin Demirtaş’ın ve tüm “tutsakların” hapisten çıkacağını, terörist başı Öcalan’ın hapis yattığı İmralı’nın kapılarının kırılacağını vaat eden bu güruh için henüz Kemal Bey bir şey söylemedi. Sessiz kaldı, kalıyor da. Öte yandan HDP/Yeşil Sol Milletvekili Adayı Sırrı Süreyya Önder “Bu seçim bizim açımızdan onlarca yıllık emeğimizin karşılığını alacağımız bir seçim.” dedi.

Tüm bu saçma sapan açıklamalara karşı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bir durun kardeşim size ne oluyor, ne demek tutsaklara özgürlük? Ne demek İmralı’nın kapılarını kıracağız? Oturun oturduğunuz yerde!” demesi beklendi, bekleniyor da…

Sanırım daha da bekleyeceğiz.

Şu son 5 günde HDP/Yeşil Sol/PKK gemi azıya alıp bu konuşmalara devam ederlerse, 14 Mayıs akşamı CHP ve Kemal Bey “yandı gülüm keten helva” diyecek gibi.

Sen yanmasan, ben yanmasam, keten helva yanmasa…