Saçma sapan bir “açılım süreci” yaşandığında toplumdaki bütün milliyetçi unsurlarla birlikte en önde MHP yer aldı, “açılım ihanettir” dedi. FETÖ’nün devletin kılcal damarlarına yerleştiği günlerde cansiperane bir şekilde FETÖ ile savaşan kesimlerin liderliğini yine MHP yaptı.

 

Türk Devleti’nin “sigortası” MHP, 15 Temmuz ihanetinin ardından mevzisini Türkiye’den yana alarak FETÖ’nün paramparça olmasını sağladı. Akabinde destek verdiği politikalarla PKK terör örgütü sınırlarımız içerisinde tarumar edildi. Sınır ötesi operasyonlarla terör örgütünün militanları inlerinde etkisiz hale getirildi.

 

Ve bilge lider Dr. Devlet Bahçeli’nin siyasi dehasını ortaya koyan şu sözler, tarihe altın harflerle geçti:

 

“Kaleyi içten düşürmek isteyen küresel vandallık, iblis terör örgütünü silah gibi kullandı. 15 Temmuz'da netice alamadı. Türk Milleti, muazzam bir direnişle, tanklara, uçaklara göğsünü siper etti. Vazgeçtiler mi? Asla. Rehavetimizi, boş anımızı gözlüyorlar. Mesele milli bekamızın korunmasında düğümlenmektedir. Ya devlet başa diyeceğiz, ya kuzgun leşe gideceğiz. Ya olacağız, ya yok olacağız. 15 Temmuz öncesi gibi davranamazdık, böylesi bir siyaset izleyemezdik. Siyasetimizi tekrar gözden geçirmeliydik. Mesele vatan ve bağımsızlık meselesidir. Çarıksız kalınsa da yarınsız kalınmadı, ekmeksiz kalınsa da istiklale leke sürdürülmedi. Bakın Sakarya'ya, Dumplupınar'a aynısını göreceksiniz. Vatan gittikten, devlet yıkıldıktan sonra neyin siyasetini ne için yapacağız? Önce ülkem, vatanım sonra partim diyoruz. Gönülleri kazanma mücadelemizden sapma göstermeyeceğiz. Garibanın eli, mağdurun yumruğu olacağız. MHP'yi TBMM'de çok daha güçlü, sözü geçen bir mevkie mutlaka taşıyacağız. Bu anlattığım tablo karşısında Yenikapı ruhu gerçekleşmiştir. Kriz ve kaosta serin ve hızlı kararlar almak gerekiyordu. Sistemin tıkanmaması, aktif ve faal halde karar alması şarttı. Elimizi taşın altına koyduk, yeni bir hükümet mimarisi ile yargının daha bağımsız, Meclis'in daha güçlü olmasını düşündük…”

 

Türkiye’nin ve Türklüğün bekası için “elini taşın altına koyan” MHP, her türlü siyaset bezirgânının oyunlarını, türlü emperyalist kahpelerin tezgâhlarını boşa çıkardı. Amerikan ve Batı emperyalizminin son bağımsız Türk Devleti’ne karşı sergilediği alçakça tutumlar karşısında “devletin sigortası” olma özelliğini konuşturan MHP, yerli ve milli duruşuyla kimilerince hedef tahtasına oturtulsa da bunlar da nafile çabalardır.

 

Ezcümle:

Türkiye’nin gerçek vatansever solcuları ile ülkücü kadrolarının vatan nöbeti sonsuza kadar devam edecek, Türk Milleti emperyalizme asla boyun eğmeyecek…