Her sene ekonomik programlar açıklanır. Hedef olarak enflasyonun, işsizliğin düşeceği, paramızın değerinin yükseleceğini ifade eden rakamlar açıklanır.

Vadeli programlar da açıklanır. Yıllardır açıklanmış program ve uygulamaların sonunda düşürmek ne kelime neredeyse 2 katı geçen olumsuz sonuçları aziz milletimiz yaşamıştır. Aynı aldatmacaya da devam edilmektedir. Bu milleti fakirleştiriyor, paramızın değerini düşürüyor.

Dün ülkemizi gıpta ile seyreden Yunanistan’ın, Bulgaristan’ın şimdi de bu kervana Gürcistan katıldı, paralarının değerleri bizi solladı geçti. Kişi başı milli gelirleri ülkemizin milli gelir rakamını geçti. Koşa koşa cepleri para dolu Edirne’ye, Trabzon’a, Artvin’e alışverişe geliyorlar. Bizim esnafımız memnun, “onlar gelmezse perişanız” diyor. Doğru bizim vatandaşımız her geçen gün biraz daha kemer sıkıyor, sıktırılıyor.

“Memura zam verilirken emekliye nasıl olmaz ki?” diye emekli ile adeta dalga da geçiliyor. Memur ve emekli arasına haksız uçurumlar tehlikeli şekilde açılıyor. Kimse de emekliliği istemiyor. Deli olan bu şartlarda emeklilik ister. Tahsilini bitiren gençler de önleri açılmadığı için, evlerde, kahvelerde, kafelerde ömür tüketiyor. İşsizlik artıyor.

Mazot 40 TL’yi geçti, 41 TL’ye gidiyor. Kırk bir kere maşallah. Seçimden 100 gün geçti, % 100 zam geldi.

Mazota gelen zammın milletin canına okuduğunu anlayan da yok. Piyasalar her şeyin bol olmasına rağmen can yakıyor. Aktarma suyla değirmen de dönmüyor.

Dün beğenmeyip yönetimden suçlamalarla uzaklaştırılanlara bugün ekonomiyi kurtaracaklar diye hayal kuruyor. Böyle çelişki nerede vardır?

Gerçekler görülmeli, ayaklar yere basmalı. Milletin, artık inanacağı bir konu da kalmalı.

Sevgi ve saygılarımla…