Niksar Halk Eğitim Müdürü Şakir Bolat sosyal medya hesabından bir başka hesabın yaptığı paylaşımı alarak kendi sayfasında paylaştı. Paylaşım içerik olarak tartışmalara neden olacak, maksadını aşacak ve her türlü istismara açık bir paylaşımdı.
Müdür Şakir Bolat kamuoyundan gelen tepkiler üzerine hakkında soruşturma açıldı, soruşturma kapsamında da görevden uzaklaştırıldı. Mevzu üzerine sıcağı sıcağına bir değerlendirme yapmaktan imtina ederek kamuoyundan yansıyanları izlemekle yetindim. Oldukça sert açıklamalar birbirini izledi. Konu hassas olmasına hassastı ama tepkilerinde ölçüyü kaçıranları da gördükçe üzülmemek elde değildi.
Bolat daha sonra yaptığı paylaşımda, "Sosyal medyada gezinirken sehven bir paylaşımım olduğunu fark ettim ve hemen sildim. Tüm kamuoyundan özür diler, helallik isterim." ifadelerine yer verdi. Olumlu bir yaklaşımdı bu. Yapılan bir hatanın telafisi yolunda atılmış bir adım olarak değerlendirmek gerekirdi. Nitekim etrafımda gördüğüm çoğu değerlendirmede bu özrün ve “helallik istemenin” samimi bir yaklaşım olduğuna vurgu yapıldı.
Türkiye birçok etnik yapının kardeşçe bir arada yaşadığı muazzam bir ülke. Ayrı siyasi görüş, inanç ve mezhepte birçok yapıyı içerisinde barındıran ülkemizin demokrasiyi içselleştiren yurttaşlarıyla sonsuza kadar yaşayacağına olan inancımız tam… Cami ile Cemevinin yan yana durduğu; et tırnak olmuş Türk ve Kürt’ün vatan söz konusu olduğunda yekvücut olduğu ve her türlü badirede aralarındaki farklılıkları unutan milyonlarca insanın öyküsüdür bu.
Bu anlamda bir sıkıntımız yok…
Eminim ki Niksar Halk Eğitim Müdürü Şakir Bolat da aynı kanaatleri taşıyan bir yurttaşımız. Onun da ailesinde farklı siyasi kimliklere sahip birçok akrabası vardır. Ama hepsinin katıksız bir vatansever olduklarına eminim.
Cumhuriyetin büyük şemsiyesi altında herkes birbirinin görüşüne saygı duyarak yaşamanın yollarını aramalı. Bazen maksadını aşan cümleler kurduğumuz zamanlar olabilir. Ama o zaman da özür dileyip helallik isteyecek kadar da olgun davranmalıyız. Tıpkı Şakir Bey’in yaptığı gibi. Elbette başkasından aldığı paylaşımı kendi sayfasından paylaşmasını onaylamıyorum; lakin yaptığı yanlışın farkında olmasını ve özür dilemesini oldukça önemsiyorum.
Dolayısıyla Şakir Bolat’ı eleştirip tepki gösterirken insani değerlerden uzaklaşmamak gerekiyor. Ayrışmanın ve kutuplaşmanın çok kolay olduğunu, birleştirmeye dönük çabaların da çoğu kez karşılık bulmadığını biliyoruz; tedirginliğimiz ve üzüntümüz bu mevzuda da bunun içindir. Biliyorum ki bu köşe yazımız için de bir kesim tarafından linç edileceğim, ama gerçekten önemli değil. Bu coğrafyayı bizlere vatan yapan kahramanların yolundan gittiğimizi herkes bilir. Ve yine herkes bilmelidir ki bu coğrafyada yaşayan herkesi “oldukları gibi kabul etmek” de genlerimizdeki gurur duyduğum özelliklerimizin başında gelir.
İntikam sözleri kimseye yakışmaz…
Hesaplaşmak bu dünyada adaletle, ahirette ise Yüce Yaratıcı’ya olan hesabımızı vermekle mümkündür. Bunun dışındaki söz ya da eylemler bizi güç durumda bırakır. Adil olalım, hırslarımıza gem vuralım, mümkün olduğunca eşitliğe ve kardeşliğe dikkat edelim. Birbirimizin hukukuna, hakkına ve yaşam tarzına müdahale etmekten imtina ederek dünya yolculuğumuzu tamamlamaya gayret gösterelim.
Dolayısıyla Niksar’daki hadiseye “yanlıştır” dedikten sonra, muhatabımız samimi bir özürle gönlümüzü almaya çalışıyorsa, artık gerisinde başka şeyler aramaktan vazgeçmek zorundayız.
Evrensel değerler de dinimiz de dünya görüşlerimiz de bunu emrediyor çünkü…