Hayrettin Koyuncu yazdı: "Toplumun el üstü bir kişiliğidir öğretmenlik."

Öğretmenlik meslektir. Hem de insana hitap eden, insanı şekillendiren tek meslektir.

Öğretmenliğin dayanağı Yunan filozofu Eflatun’dan gelir.

Bizim öğrenciliğimizde şapka giymek zorunluydu.

Liseli öğrencilerin şapka şeridi sarı, sanat okullarındaki öğrencilerin şapka şeridi yeşil, imam hatip okulundaki öğrencilerin şapka şeridi beyaz, öğretmen okulundakilerin şapka şeridi eflatundu.

Birçok meslek gibi öğretmen de okulundan yetişirdi. Öğretmen okullarından olması gibi gereken öğretmenler yetişirdi.

Öğretmen; bildiğini öğreten, bilmediğini öğrenen demektir. Yani sürekli kendini yenileyen kişi demektir.

Saygındır öğretmen, bilge kişidir öğretmen.

Bugünün öğrencileri, okumayanların okuttuğu kuşaklar.

19 yaşındaydım. Köy meydanından geçerken cami duvarının dibinde bir ağacın üzerinde oturan 60’lık, 70’lik yaşlar ayağa kalkardı.

Bana değildi bu kalkış, öğretmeneydi, öğretmenliğeydi bu saygı.

Bir gün baktım, bir 2. sınıf öğrencisi okul salonundaki aynanın karşısında saçlarıyla uğraşıyordu. Ne yapıyorsun Mehmet dedim, “saçlarım öğretmeninki gibi oluyor mu diye bakıyorum.” dedi.

Biri saç taramasına, biri elbise giymesine, biri konuşmasına, bir diğeri yürümesine özenir öğretmenin. Onun için öğretmen örnektir yöresinde.

Çocuk babası ile tartışırken “sen öğretmenimden iyi mi biliyorsun?” der, babasına çıkışır.

Toplumun el üstü bir kişiliğidir öğretmenlik.

Ya bugün ne oldu? Öğretmen okulları kapatıldı. Geçici öğretmen, ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen gibi iktidar güdümlüsü, “taşeron” tiplemeli, kılıksız kıyafetsiz, şekilsiz biçimsiz, saçı sakalı bıyığı birbirine karışmış, dizi yırtık kot pantolonlular öğretmen diye önümüze kondu.

Bunlar öğretmen olamaz, bunların günü de kutlanamaz. Açın öğretmen okullarını, yetiştirin Cumhuriyet öğretmenlerini. Bunu yapacak bir yiğit çıkarsa onu kutlayalım hep beraber.

Gerçek öğretmenlerin de günü kutlu olsun.