Siyaset arenasında bir çok isim gelir geçer. Öyleleri vardır ki, isimleri gönüllerde iz bırakır. Siyaseti bıraksalar bile hep sevgi ve saygı ile anılır.

Dr. Cevdet Aykan, Ali Şevki Erek, Metin Gürdere, M. Ergün Dağcıoğlu...

Bu şehrin insanları ile asla kopmayan gönül bağları vardır.

Verdikleri siyasi mücadelede hep elit bir seviyede olmuşlardır. Salt kendi seçim bölgesinde değil, Ankara`da şu gün bile saygıdeğer bir konumları vardır.

Aslında Onlar her dönemde örnek isimler olmaya devam ederler. Üzülerek ifade etmek isterim ki, siyasi hayatlarında en çok üzülen, hedef olan ve her türlü çamur atılan da çoğu kez bu siyasetçiler olmuştur. Kaybettiğimiz zaman değerlerini anlasak bile ne yazar? Önemli olan bu şehre marka değeri katan, sessiz ve reklamsızca şehrine hizmet getiren her siyasetciye sahip çıkmak gerekmez mi?

Devletin imkanları sınırsız değil. Güçlü olan siyasetçi Ankara`dan ödenek bulur, hizmet getirir. Bu işler kurtlar sofrasında çok kolay olmasa gerek.

Ucuz ve menfi hesaplar için siyasetciye yüklenmek, demoralize etmek, teviller ile suizana sebep olmak en büyük vebaldir.

Fitne ve fesat yüzünden şehrini terk edip, küsüp giden çok insan tanıdım. Sürekli göç veren bir şehirde hizmet için onurlu mücadele veren her insan çok kıymetlidir. Bu siyasetçi de olur, iş insanı da.

Asıl olan bu değerlere sahip çıkabilmektir.

Sonra oturup Bu şehir sahipsiz diyisek biraz da kendimizi muhakeme etmemiz gerekmez mi?

Yarın yine oturup isyan etmemek için bugün elimizde bir şans olan siyasetçi ve iş insanlarına sahip çıkmak şarttır.

Nimetin kıymeti bilinmediğini zaman elimizden alınacağı gerçeğini kimse unutmamalıdır.