Siyaset uzun erimli bir yolculuk olmasından öte, herkesin yapabileceği bir şey değildir. Her şeyden önce samimiyet ister. Sahte-sanal, ikircikli, kifayetsiz muhteris rolleriyle yapılamaz siyaset. Bilgi ve donanımı samimiyetle göstermenin adıdır politika; ikiyüzlü davranmayı ret eder. Ama gelin görün ki bunların tam tersini yapanlar; yani politikayı yalan-dolanla, küfür kıyametle, ikiyüzlülükle, kolpacılıkla ve insanları kullanmakla gerçekleştirenler zirveye geliyor. Ama geçerli insani kriterleri taşıyorsanız siyaset sizi dışlıyor ve sistemin dışına atıyor.

            O zaman bütün bildiklerimiz yanlış mı şimdi bizim?

            Dürüstlüğü hayatının merkezine koyarak siyaset yapmak isteyenlere bütün kapılar kapalı mı? Parası olanın düdük çaldığı, olmayan kolpacıların da birilerinin adlarıyla bir yerlere gelmek istemeleri karşısında çaresiz miyiz yani?

            Aslında kaybedenler unutulanlar olduğuna göre, bütün unutulanlar da siyaseti yanlış algılayıp yapanlar. “Kazanmak” uğruna her şeyi göze alanlar; etik, kural, insani hasletler ve beşeri ilişkileri göz ardı ederek her türlü “tiyatroyu” sergileyenler gerçekte kaybediyor aslında. Geçmişte bu yolu seçenler nasıl kaybettiyse, bugün yapanlar da kaybedecek.

            Bugün bu şehirde, bütün Anadolu şehirlerinin ortak özelliği gibi herkes birbirini tanır. Siyaset yapanlar bu kriteri göz önünde bulundurup hareket ederler. Siyasi farklılıklar ne olursa olsun kırıcı olmadan, yapıcı dil ve üslupla hareket ederler; etmeyenler kaybetti geçmişte, yine kaybedecekler. Gazeteciyi hedef tahtasına koymak gibi kolay ve “eski yöntem” yollarla yol almaya çalışmak, bugüne kadar kimseye fayda vermedi mesela.

Yaşadıklarımız üzerinden yorum yapanlara geçmişe bakmalarını öneriyorum. Kırıcı olan kırıldı, zapturapt eden yok oldu, ötekileştiren unutuldu.

Olayın özeti başka açıdan bu şekilde de anlatılabilir.

Gel gelelim güncel yerel siyasete.

Gözlemlediğim kadarıyla CHP Belediye Başkan Adayı Murat Yazıcı ve ekibi güzel işlerin peşinden koşuyor. Net cümlelerle kendinden emin bir profil çizen Yazıcı’nın söyle ve eylem birliğini sürdürülebilirliği konusundaki gayretleri artarak devam ederse, beklenilen üzerinde bir çıtanın yakalanmaması içten bile değil.

İyi Parti Adayı Şeref Menteşe’nin sahadaki varlığı da hissedilmeye başlandı. Projelerin konuşulacağı, yapılacak güzel işlerin adeta yarışacağı bir sürecin başladığını görebiliyoruz. Medeni bir tartışma ortamıyla politikanın güzel tarafının daha çok hissedileceği bir dönem olması tek dileğimiz.

Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partilerinin henüz adayları netleşmedi.

Bağımsız Aday olarak Sinan Türk’ün de yarışa katıldığı seçimlerin çok renkli ve heyecanlı geçmesi muhtemel.

Bir kez daha sürecin akıl, mantık ve ahlakla geçmesini ümit ediyorum.