Yerel seçimlere 1 aydan kısa bir süre kaldı.
Maşallah sanki parlamentoya üye seçilecek. Sayın Cumhurbaşkanı, Bakanlar yetkili kılınmışlar, seferber olmuşlar. Devletin bütün imkanları kullanılıyor. Medyanın durumu zaten malum!
Bir grup medya, müteahhitlere satın aldırılmıştı. Diğer bir grup bir yandaşa Ziraat Bankasından temin edilen dövizlerle satın aldırılmıştı. Bunlara bakiye yandaş kanalları da eklediğinizde medyanın yüzde 90’ını iktidar borazanı. TRT millete ait. Fakat tüm gücüyle iktidar partisinin yayın organı haline getirilmiştir. Seçimler adil, eşit şartlarda yapıldığında seçimdir. Değilse göstermelik demokrasinin araç olarak kullanıldığının da örneğidir. Hukuk zaten rafa kaldırılmıştır.
Yalan söylemek, aldatmak, iftira atmak, hakaret etmek seçim dönemlerinde kul hakkı sayılmıyor. Günahı da torbaya konmuş. Koltuk için her şey serbest. Böyle bir ortamda yerel seçimlere gidiyoruz.
Sık sık, şimdiye kadar duymadığımız hiçbir Başbakan’dan görmediğimiz sözleri de duyuyor olduk ya! “İktidar partisine oy vermezseniz hizmet gelmez” ifadeleri demokrasiye, hukuka, anayasaya inanmayanların millete tehdit ifadeleridir.
Koltuk varsa demokrasi vardır. Siyasi partileri yok saymaktır. Siyasi partiler demokrasilerin vazgeçilmez temel unsurlarıdır. Geriye ne mi kaldı? Kapatın partileri tek başına seçimi kazanmak garantidir. Siyasetimize, demokrasi geçmişimize yakışmayan tutumlardır.
Alenen tehdittir. Şantajdır. Aziz milletimiz hiçbir zaman bunları kaale almamış, hür iradesini ortaya koymuştur.
2019’da yapılmış İstanbul B.Ş.B. Başkanlığı seçimleri örnektir. Dersinin alınmadığı da üzüntüyle izleniyor.
Hayatının 40 yılını belediyecilikle, değişik siyasi parti yönetimleriyle geçiren bir belediyeci olarak açık ve net ifade ediyorum. Hiçbir iktidar döneminde belediyelere, seçmenlere bu tür tehditler, şantajlar yapılmamıştır.
Bu da son olur inşallah. Yakışmıyor.
Sevgi ve saygılarımla.