Salih Ertaçoğlu yazdı.

Türkiye Cumhuriyeti devletimizin kuruluşunda temel mihenk taşı "EGEMENLİĞİN KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETE AİT OLMASIDIR." Bu kural aynı zamanda demokrasinin de ana kuralıdır. 

Daha iktidara gelmeden "Demokrasi bizim için AMAÇ DEĞİL ARAÇTIR" açıklaması yapanlar, gerçek demokrasi yerine kendi koltukları ve amaçları doğrultusunda demokrasiyi devamlı törpülemişlerdir. Seçmenleri tehdit eden utanmazlar vardır. 

Siyasi partiler yasası işe geldiği gibi kullanılmıştır. Halkın doğrudan tercihlerinden kaçınılmış, parti liderlerinin iki dudağından çıkan listeler, sıralamalar, seçmeni istemediği halde yine partisine oy verme zorunda bırakmaktadır.

Liderin sıraya koyduğu, seçilmesini sağladığı TBMM üyesi, kendi görüş ve düşüncesini asla açıklama özgürlüğüne sahip değildir. Aksi halde üzerinin derhal çizileceğini çok iyi bilir. Genel Başkan milletvekillerini belirler, il başkanlarını belirlediğinde itaat devri resmen başlamıştır. Lideri, kral-padişah yetkisinde.

Bugün ülkemizin yaşadığı birçok ağır sorunun temelinde hukuksuzluk, demokrasiye inançsızlık, ben herşeyi bilirim, ben ne dersem odur, anlayışı yatmaktadır. Tv haberlerinde tüketici kredilerinde faizin yüzde 86'ya çıktığı belirtiliyor. Yazıktır. 

Söylenenlerde hayattaki uygulamaların bu kadar ters olması insanımızı daha muhtaç hale getirmiştir.

Yasama, yürütme, yargı büyük oranda tasviye edilmişitir.

Yaptığının, söylediğinin hesabını veren de zaten yoktur.

Siyasi partiler yasası süratle değişmeli, partili üyeler illerini temsil edecek vekillerini hakim nezaretinde belirlemelidir.

Demokrasinin mihenk taşıdır. Kula kul olmanın önüne geçmektir.

Bugün TBMM Başkanı sayın Numan Kurtulmuş'un yeni Anayasa tezgahı çok düşündürücü, halen yürürlükte olan, bağlı kalınacağına yemin edilen Anayasayı tanımayanların, samimiyeti çok şüphelidir, anlamsızdır. Önce mevcuda uyacaksın. 

Kör, topal demokrasi anlayışı ülkemizi bugün sıkıntılarla uğraşır hale getirmiştir.

Demokrasi ve hukuk yoksa hiçbirşey de yoktur. 

Sevgi ve saygılarımla.