Hayrettin Koyuncu yazdı: “Hani Ulu Önder diyor ya: “Muhtaç olduğundan kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” Bu kan bu ülkenin kurucusu olmuştur, kurtarıcısı da olacaktır.”
Her sabah yeni bir rezalet türküsü ile uyanıyoruz. Hırsızlık, yolsuzluk, soysuzluk say sayabildiğince.
Tuz kokmuş, tuzun yeniden tuz olabilmesi için, önce eritilip sonra yıkanıp daha sonra da güzel bir güneşte kurutulması gerekir.
Bugün içinde bulunduğumuz toplum bu hale getirilmiştir. Yaşamımızda günlük çirkinlikler tablosu sergileniyor. Bu gidişin önünü kesmek için, ülkemizin “sil baştan” yapılanmaya ihtiyacı var. Bunu yapabilmek için insan sever, ülke sever yöneticiler gerekir. Bu da bu ülkede vardır. Hem de çoktur. Cumhuriyeti önüne kor, onun yolunda giderse orada her şey vardır.
İnsanca yaşam, özgürlük, güler yüz, tatlı dil, kişinin kendi iradesi ile yönetilmesi, birlik beraberlik, çağdaşlık, bunlar Cumhuriyet kavramlarıdır.
Eğitimini cemaatlere ve tarikatlara devretmiş, gençliğini geleceğinden endişeli hale getirmiş toplumlar, güneşin ısısından yararlanamaz, ışığı ile aydınlanamazlar.
Toplumların aydınlanma aracı eğitimdir. Köy okullarını kapatmakla köyün aydınlatma ışığı kesilmiştir. Bugünkü geçici, ücretli, sözleşmeli gibi uyduruk öğretmen kümeleri ile eğitim yapılamaz. Eğitim eğitimci ile yapılır. O da okulundan yetişir. Açın öğretmen okullarını, yetiştirin öğretmeninizi, yapın eğitiminizi.
Yol gösterici Cumhuriyettir. O’nun adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Çünkü gücünü kanından alanların devletidir.
Hani Ulu Önder diyor ya: “Muhtaç olduğundan kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
Bu kan bu ülkenin kurucusu olmuştur, kurtarıcısı da olacaktır.