Geçtiğimiz salı günü yerel bir kanalda izledim sizi.

Tokat esnafından söz ediyordunuz. Tokat’ta esnafın sıkıntılarından söz ediyordunuz. Ve de esnafına sahip çıkmadığı için Tokat’lıya sitem ediyordunuz.

Sevgili Mehmet Bekçi kardeşim

Büyük mağazalar zincirinin ve büyük marketlerin ülke çapında yayılması küçük esnafı elbette ki etkiler bu küçük esnafın yok oluşuna doğru bir gidiştir.

Tokat’taki marketlerin büyük çoğunluğu başka illerin sermayesi. Başka illerden gelenler açıyor bu ticaret merkezlerini.

Siz diyorsunuzki bunlara ilgi duyarak kendi esnafımızı unutmayacağız, onun sıkıntılarına ortak olmalıyız diyorsunuz.

Siz bir kuruluş olarak esnafınızı çok iyi tanırsınız. Sahi, üyelerinizden yüzde kaçı esnaf sevgili Bekçi?

Gerçek esnaf müşterisini “veli nimet” görür, bir uğrayanın ikinci kez gelmesi için gerekeni yapar, güler yüz tatlı dil ve de en önemlisi güven vererek müşterisini uğurlar.

Bana söyler misiniz bu özellik esnafınızın kaç tanesinde var?

Esnaf komşusuna yanına yöresine saygılı olmalıdır.

Bekçi kardeşim, dükkândaki malı sabah kaldırıma boşaltan asfaltı sandık sepet ile dolduran, yayaların kullanımı için yapılan kaldırımlardan geçişi imkansız hale getirenler midir senin esnafın?

Dükkan önüne kaldırımlara tel roleleri yığıp oradan geçen bir kadının manto eteğinin tele takılıp asfalta yuvarlanmasına bakarak “ önüne baksana be kadın” diyecek kadar “öcbe” olan adam mıdır senin esnafın?

Sobasının atık küllerini bir poşete koyup çöp dökülecek yere bırakmayıp yanındaki boş arsaya öbekleyip rüzgarda mahalle balkonlarına savurtturan mıdır senin esnafın?

Pazar günleri bile dükkanının önündeki asfalta araba lastiği dizeleyen asfalt kabzımalcılığı yapanlar mıdır senin esnafın?

Siz hiç pazar yerine gittiniz mi?

Tezgahtaki mala elinizi uzatamazsınız satıcı verir size sebzeyi meyveyi. Nasıl? sekiz sağlam dokuz çürük. İtiraz ederseniz alacağınız malın ağırlığını dörde katlayan hakaret yersiniz.

Hangi birini söyleyeyim ben size. Bunları siz bilmiyor musunuz Mehmet bekçi kardeşim?

Tokatlı esnafın büyümesi bana da gurur verir. İhtiyacımı onlardan karşılamayı, paramın onlara gitmesini elbette canı gönülden isterim. Ama o da bunu hak edecek.

Eğer bu güne kadar gezmemişseniz ( ki mümkün değil gezmişsinizdir) ara sokaklardaki çarşıları bir gezin kaldırımlar depo,asfaltlar kendilerine ait yasak levhaları ile doludur.

Benim kaldırımımı, benim asfaltımı işgal ederek benim haklarıma tecavüz eden adam benim esnafım olamaz. Eğer sizin olursa başınız pınar ayağınız göl olsun.

Şu söylediklerimi başka yerlerden de mutlak duymuşsunuzdur bu konuda bir girişiminiz oldu mu? Sevgili Mehmet Bekçi kardeşim. Eğer olduysa ve aldığınız sonuç buysa hiçte iyi bir sonuç değil.

Esnafımıza yardımcı olalım ancak esnafımız esnaflık yapsın hakkının ötesine taşmasın vatandaşın hakklarını kendine bıraksın.

Bu söylediklerim elbette ki tüm esnaf için değil adam gibi esnaflığını yapanlarda bir hayli var onlara da saygı duyuyorum.