Son Trabzonspor Fenerbahçe arasındaki maçta olayları görünce içim burkuldu. Nereye gidiyoruz diye kendi kendime sordum.

          Trabzonspor ülkemizde “dördüncü büyük” ismine ulaşmış bir takımdır. Çokta güzel bir geçmişi olan bir spor kulübümüzdür. Bir ara Trabzonspor futbolcularının tümü milli takımda oynamıştı. Şenol Güneş, Ali Kemal, Necmi Perekli, başbakan lakaplı Lemi, Hüseyin ve ötekiler ülke genelinde isim yapmışlardı. Trabzonspor seyircisi örnek seyirci olarak anılırdı.

          Trabzon’da iki futbol takımı vardı. Biri Trabzon İdmanocağı, diğeri Trabzon İdman Yurdu. İkisi de çok güçlü takımlardı. Bunlardan ikisi birleşerek Trabzonspor’u oluşturdu.

          Trabzon İdmanocağı bir maç için İran’a gidiyor. Orada yaptığı maçı 6-0 kazanıyor.  İdmanocağı’nda Çolak Sebati diye bir futbolcu vardı, Sol kolu arızalı olduğu için Çolak Sebati derlerdi.

          Uzun yıllar futbol oynadı bu Sebati. Yanılmıyorsam, bir ara oğluyla beraber Sivas Demirspor’da da futbol oynamıştı. İran’a atılan 6 golün altısını da Çolak Sebati atıyor. (O zamanlar İran Şahı Rıza’nın hanımı Süreyya idi. Süreyya dünyada adı geçen üç beş güzel kadından biri olarak anılırdı. Çocuğu olmadığı için Şahtan ayrılmak zorunda kaldı.

          Şah Rıza İngiltere’de tahsil yapan Ferah Diba ile evlendi, ondan çocukları oldu. Süreyya’da Avrupa’ya taşındı yaşamını orada sürdürdü ve orada öldü. )

          Maç sonrası Süreyya sahaya iniyor Çolak Sebati’yi alnından öpüyor.

          Trabzon bu yapıdan gelen futbolun beşiği bir ilimizdir. Nasıl oluyor da bu hallere düşüyor Trabzon seyircisi.

          Ülkemizde yatan bütün çarpıklıkların altında yönetimler yatar. Trabzonspor’da da bu böyledir. Yazık… Yakışmadı Trabzon’a ve Trabzonspor’a.