Balzac, “Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır” derken, kimi ya da kimleri kast etti? Ya da Walt Disney “Başarının yolu, konuşmayı bırakmak ve yapmaya başlamaktır” sözünü kime ya da kimlere söyledi?

Bilmem, bilemem, bilemeyiz… Bildiğim bir şey var ama:

Ne zaman “çalışkan, dürüst ve namuslu olmak” imgelerinin geçtiği bir sohbete denk gelsem, aklıma gelen ilk isim Dr. Nafiz Bilal Durmaz’dır. Balzac’ın sözünü haklı çıkarırcasına “bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmayı” ilke edinmiş, Walt Disney’i desteklercesine “konuşmayı bırakıp yapmaya başlamış” ve yaptığı her işte başarıyı yakalamış bir bilim adamından bahsediyorum yani… Entelektüel; yaşadığı şehrin ve ülkenin bütün sorunlarına vakıf, ömrünü bu topluma adamış bir tıp adamı, ayak bastığı coğrafyada istihdam oluşturmuş bir iş insanı ve örnek bir aile reisi…

Nafiz Bilal Durmaz’ı “Nafiz Bilal Durmaz” yapan realite bu işte.

Psikiyatr da olan yazar Kemal Sayar, “Bana sorarsanız tıp fakültelerinin ilk sene tedrisatı içine edebiyat, şiir, felsefe, antropoloji ve sinema dersleri koyarım. İnsan ıstırabını tanımayan kişi hekim değil, musluk tamircisi olur.” der… Bu sözü ne zaman aklıma getirsem yine Bilal Hoca’mı hatırlarım. Doktorluğunu merhametiyle içselleştirmiş, insanların yüreklerine dokunmuş bir mazisi var çünkü.

Kemal Sayar’ın dediği gibi insan ıstırabını anlayan, bilen, çözüm odaklı düşünüp empati yaparak o ıstırabı dindirmek için elinden geleni yapan, naif bir yüreğe sahiptir Dr. Nafiz Bilal Durmaz… Tokat’ın hemen her köyünde, beldesinde, ilçesinde dokunmadığı insan kalmamış, o insanların hayatlarında güzelliklerle bezeli izler bırakmış ve gittiği her yerde yalnız kapıların değil, gönüllerin de açıldığı bir hazineye sahip olmuş Bilal Hoca’nın Tokat’ı parlamentoda temsil edeceği günlerin çok yakınımızda olmasını ümit ediyoruz.

Çünkü biliyoruz ki yalnız CHP’liler için değil, bütün siyasi partilere mensup yurttaşlarımızı temsil edecek irade Dr. Nafiz Bilal Durmaz’dadır. O iradeyi oluşturan argümanların temelinde toplumun bütün kesimlerinin kendisine olan inancı ve güveni yer alıyor. Daha dün bir köy muhtarımız (ki bu köyden CHP’ye oy çıkmaz) telefonda bana, “Bilal Hoca’nın liste başı olduğu bir CHP’ye köyümüzden topyekûn bir destek hazır.” dedi. “Neden?” dedim muhtara, “Neden Bilal Hoca?” “Çünkü” dedi, “Selam verir, selamımızı alır, hastamızla kendi yakınıymış gibi ilgilenir, yol açar, yol gösterir, her daim iyiliğini görmüşüzdür, daha ne olsun…”

Muhtarın bu sözleri, Dr. Nafiz Bilal Durmaz için Tokat’ın genel kanaati…

Kendisini 20 yılı aşkın süredir hem siyasetçi hem de gazeteci olarak takip ederim. Abarttığımı sanmayın, “çalışkanlık” kavramını Bilal Hoca’nın dışında örnek gösterebileceğim ikinci bir ismi hemen söyleyemem. Böyle bir çalışkanlık, iş disiplini ve ahlak ile dürüstlük herkese nasip olmaz. Dolayısıyla, kariyerinde edindiği başarıları ilmek ilmek örmüş, bileğinin hakkıyla bugünlere gelmiş bir Nafiz Bilal Durmaz’ın olduğu parlamento, birikimin ve bilginin bir çıta daha yükseldiği yer olacaktır kuşkusuz.

Hazreti Ali “Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar” demiş. Ömrünü kötülüklerden uzak durarak helal kazanca ve çalışmaya adamış Dr. Nafiz Bilal Durmaz’a Tokat’ın sosyolojik farklılıklara sahip bütün köylerinden oy çıkacağını bugün herkes konuşuyor. Böylesine bir hazineyi CHP Genel Merkezi’nin çok iyi değerlendireceğini ümit etmekteyiz.

Çünkü mesele kimin milletvekili olması değil… Sorunlar karşısında ezilen halkın kendine yakın bulduğu, “beni en iyi bu isim temsil eder” dediği kişileri, yani halkın içinde olan, halk gibi düşünen, sade ve mütevazı bir yaşamı idame eden isimlere ihtiyaç var. Bu isimlerin başında gelen Dr. Nafiz Bilal Durmaz, bu coğrafyanın insanlarının son umududur.

Bu umudun gerçeğe dönüştüğünü görmek de bu halkın en tabi hakkıdır.

CHP Genel Merkezi’ne düşen de Tokatlıların umudunu gerçeğe dönüştürmektir…