Değerli okuyucularımdan ve hemşehrilerimizden benzer konularla karşılaşıyorum. Açıklamalarımla meraklarını da gideriyorum.

Defalarca yazdım. Sosyal medya kullanmıyorum.

Milliyetçi muhafazakâr, sosyal adaleti, Cumhuriyeti, gerçek demokrasiyi, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini savunan, Cumhuriyetimizi kuranlara sonsuz sevgi duyan, vatanı, bayrağı için yıllarca 1. Dünya Savaşı’nda ve Kurtuluş Savaşı’nda bulunmuş, anneden ve babadan iki kahraman dedenin de torunlarıyız.

Yapımız gereği toplum değerlerine son derece saygılıyım.

Milliyetçiliği, sadece koltuklarını korumak, birkaç gün daha oturmak hevesinde olanları, milliyetçiliği ayaklarının altına almışları, Cumhuriyet değerlerimizi ve devlet anlayışımızı devamlı törpüleyenleri, adaleti ve hukuku siyasallaştıranları, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamadığı için, taltif edilen, Adalet Bakan Yardımcısı, diğerini Anayasa Mahkemesine üye yapan zihniyeti asla ve asla tasvip etmiyorum. Adalet, adalet, adalet…

İlkokullarda uzun yıllar birlikte zevkle heyecan ve sevinçle okuduğumuz “ANDIMIZI” yasaklayan zihniyetin bugün milliyetçi kılığına girmeye çalışmasını da yiyeceklerden asla değilim.

Yazılarım kitabın ortasından, hiçbir beklenti olmadan vatanımız ve milletimizin hayrına gördüğümüz yönde olmuştur ve sonuna kadar da aynı değerler korunacaktır.

Kamuda 40 yıl görev anlayışımız aynı şekilde olmuştur.

İste size benim dünyam ve değerlerim.

Gazetemizin değerli yöneticilerine de sonsuz teşekkürler.

Sevgi ve saygılarımla.