Güzel ülkemiz; birkaç konu ve başlıklarıyla gündem yaratılmaya devam ediyor.

Koronavirüs yine her gün onlarca can almaya devam ediyor. Maske, mesafe, temizlik ana kural sayılıyor.

Kahvehaneler, düğün salonları, internet kafeler, asker uğurlamaları, hasta ziyaretleri, cenaze taziye ziyaretleri ve sonunda kuralları hiçe sayan sorumsuzlar nedeniyle "yaşlılarımız ölüyor, öldürülüyor"

Bu gelişmelere camilerimizin ibadete açılmasını, kurban bayramında yaşanacak olumsuzlukların görülmeyişi de eklendiğinde adeta ölüme davetiye gibi oluyor.

Vefat sayılarımız Allah'a şükür azalıyor. Ama bir candır kaybediyoruz.

Eleştirilere tahammül her geçen gün biraz daha azalıyor.

Türkiye'mizin üniter yapısının temel taşlarından kurumlar hedef tahtası yapılıyor. Parçalanmaya yol açılıyor.

Türkiye Barolar Birliği, Türk Tabipler Birliği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanlığı gibi kurumlar adeta milletin temsilciliği niteliği taşıyor.

Bu ülke 1980 darbesi öncesi tüm kurumlarıyla parça parça edilmiştir. Neredeyse camileri bile ayrıştırmaya gayretleri olmuştu. Kişiler suç işlerse yasalar gereken cezayı keser. Kimse sorumsuz değildir. Önceki yıllarda FETÖ'nün de bu yönde çalışmaları unutulmadı. HSYK'yı yargıyı, Silahlı Kuvvetleri devlet kurumlarını nasıl örümcek ağı gibi sardılar ne çabuk unutuldu bu hainlikler. Baro yönetimlerinde her siyasi düşünceyi taşıyan avukatlarımız vardır. Demokrasi işlemektedir.

Diğer bir konu ise sosyal medyadır. Sosyal medyam olmadığı için çok rahatım. Bir kısım kendini bilmez sapıkların kişilerin özellerine hakaretleri asla kabul edilemez.

Kendimiz gibi düşünmeyen muhalif görüş taşıyanları yıpratmak, onlara zarar versin diye maaşlı troller tutmak da çirkinliğin dik alasıdır.

Bu tür çirkinlerin her türlüsünü kınıyve lanetliyorum. Önce karakter ve kişilik

Sevgi ve saygılarımla